Bir yerden çıkıp eve gidiyorum. Son bakkalı da geçmişim eve girmek üzereyim. O an bir soru beynimi çömçüklemeye başlıyor! Lan!! Sigaram yeter mi ki benim? Korkarak montun cebine atıyorum elimi. Boş! Hassiktir. Yavaş hareketlerle diğer cebimi dıştan yokluyorum. Bir şeyler var gibi. İnce bir güvenle daldırıyorum elimi cebe. Ohh... Henüz açılmamış sıfır paket sigara. O an öyle bir oh çekiyorum ki.. Al işte Abidin, al sana mutluluğun resmi. Mutluluk nedir? Mutluluk gecenin köründe aldığını tamamen unuttuğun sigarayla sol elinin aniden buluştuğu andır..
Bir duygunun sesi olsun isteseydim eğer acının sesi olsun isterdim, üzüntünün sesi… dokunmanın ki koku olsun mesela, mutluluğun tadı ve korkunun resmî olsun. Gözle görünsün o içimizdeki karanlık…
Kokusu buram buram tüten
Limanda simit satan çocuklar
Martıların telaşı bambaşka
İşçiler gözler yolunu.
İnebilseydin o vapurdan
Ayağında Varnanın tozu
Yüreğinde ince bir sızı.
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan