160 syf.
·
Not rated
Kitabın başkahramanı Chelia çocukluk yıllarını geçirdiği Torino’ya geri dönüyor. Fakat bir farkla bir iş kadını olarak, Roma’da lüks bir modaevinin şubesini açma fikri ile dönmüştür. Bir otele yerleşiyor ve yerleştiği günün akşamı otelde bir kadın intihara teşebbüs ediyor. Chelia’nın bu konu ilgilisi çekiyor ve araştırıp, intihar eden kızı buluyor. Onunla da dostluk kuruyor. Seneler evvel bırakıp gittiği bu şehri yeniden keşfe çıkarken, gezdiği resim sergileri vs gibi yerlerde karşılaştığı kadınlarla kurduğu dostlukları ve onlarla yaşadığı olayları anlatıyor. Bu kadınlar için (genç, yaşlı farketmez) mutluluğun tanımı; kimi için erkeklerle çıkmak, kimisi için eşcinsellik, kimisi için para veya ölüm olduğunu gerçeğini anlatıyor. Kısacası bu kitapta mutluluğu bulma çabası içinde ömrünü tüketen kadınlar bulunmaktadır. Kitabı okurken sorulması gereken asıl soru ise şu; Clelia’nın, bir otel odasında intihara giriştiğine tanık olduğu Rosetta’yla kuracağı dostluk, genç kadını yaşama bağlayabilecek midir?
Yalnız Kadınlar Arasında
Yalnız Kadınlar ArasındaCesare Pavese · Can Yayınları · 20181,621 okunma
266 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Korkunç mutluluğun şehri
Ebeveynlerin olmadığı bir dünya. Daha doğmadan(?) şartlandırıldığınızı düşünün. Dünyaya gözlerinizi açtığınız günden beri hipnopedyayla yani uykuda öğrendiğiniz şartlandırılmış dünya. Kaderiniz siz daha dünyaya gelmeden başkalarının elinde. Ne tuhaf. Günahı var mıdır bunun veya varsa kime ait? Yöneticilere mi yoksa her şeyden bihaber günahlarla
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160.7k okunma
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Kitap üç öyküden oluşuyor; Mutluluğun kıyısında, beyaz geceler ve soytarı. Ben en çok Beyaz Geceler'i beğendim. Başkahraman'ın yanlızlığı beni çok etkiledi. Ait olduğu topluma bir türlü uyum sağlayamayan bu adam, tek başına St. Petersburg'u adım adım gezerken, kendi hayatından bahsediyor. ( Normalde uzun betimlemeler okumayı seven biri değilim hatta bu yüzden de klasik Fransız edebiyatından özenle uzak dururum ama şehri çok güzel tasvir etmişti Dostoyevski.) Hayalperest kahramanımız yolda Nastenka ile karşılaşıyor ve ona saldıran bir adamdan kurtarıyor. Akabinde birkaç beyaz gece sürecek dostlukları başlıyor. İkisi de bahtsız birer insanoğlu. Dertli dertlinin halinden anlayınca birbirlerine kendi iç dünyalarını açmaları daha kolay oluyor. Ama heyhat! Bu bir
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
eseri. Mutluluk haram tabi. Sonunda çok sinirlendim ama gerçekçiliği severim. Olayın böyle nihayete ereceği başından belliydi aslında ama insan umut etmek istiyor işte.
Mutluluğun Kıyısında
Mutluluğun KıyısındaFyodor Dostoyevski · Erasmus Yayınları · 2018895 okunma
249 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
UTOPIA – Mutluluğun Hayalet Şehri
Utopia; aslında olmayan, tasarlanmış ideal toplum olarak tanımlanıyor. Köken olarak Yunanca “yok/olmayan” anlamındaki “ou”, “mükemmel olan” anlamındaki eu ve “yer/toprak/ülke” anlamındaki topos sözcüklerinden türetilmiş. Kelime Thomas More’un eserinden sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmış. Kısacası, olmayan ideal yer… Kitabımız iki
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020.6k okunma
95 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Şiir kitabı gelir de ben okumaz mıyım? Tabiki de bir solukta okudum ve gerçekten çok beğendiğim.Gelelim birkaç şiirin konusuna : Kitabın başlangıç şiiri "ZAMAN" isimli şiir ile başlıyor.Şiirimizde zamanın hayatımızdaki anlamından bahsetmiş şairimiz.Kimi üzüntümüzdeki zamandan,kimi kendi kabuğumuza çekildiğimiz durumlardaki zamandan,kimi umutlarımızdaki zamandan,kimi de uzun sandığımız ama göz açıp kapatana kadar geçen zamandan,kimi geçmişin izlerini taşıyan zamandan,kimi de kendimizi sorguladığımız zamandan bahsetmiş. İkinci şiirimizin adı "ÖYLESİNE".Burda şairimiz bizi sıkan, fazlaca sıkıntıya sokan durumlara karşı kendi içimizde savaş vermemizi ve umursamıyormuş gibi yaparak hayata devam ettiğimizi konu edinmiş. Üçüncü şiirimizin adı "BABA VE ERKEK".Burda ise baba olmanın önemi,gerekleri ve baba sevgisini konu edinmiş. Dördüncü şiirimiz ise "ŞEHRİN YÜZÜ". Şairimiz burda ise şehri dolduran insanların hırs peşinde,para peşinde koştuklarını,mutluluğun yerini nefret,kin,suç gibi unsurların aldığını ve artık herkesin birbirine yabancılaştığını konu edinmiş. Beşinci şiirimiz ise "ADAM DEDİĞİN".Adamlığın lafla,giyim kuşamla,küfürle olmadığını,adamlığın yürekle olduğunu, terbiyeyle, düşünceli olmakla,doğru yolda ilerlemeyle,sahip çıkmayla olduğundan bahsetmiş. Son olarak da şiirimizin adı "NOKTA".Noktanın önemsiz gibi durmasına aldanmamamızı,bir cümleyi bitirdiği gibi yeni cümlelerin başlangıcı olduğundan(Hayat gibi),nokta koyulduğunda bir aşkın,savaşın,zıtlaşmaların sona erdiğinden bahseder. Emeğinize sağlık hocam
Savaş Ya Da Pandomim
Savaş Ya Da PandomimAhmet Turgut Tanrıverdi · Karahan Kitabevi · 20185 okunma
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.