... bulunduğu yerden, kuşbakışı kedisine bakabileceği bir yere kadar yükselmeyi başarabilen insan, zamanın ve mekânın anlamını yitirecek denli küçüldüğü, bir başka deyişle anlamını yitirdiği yerden kedisine bakmayı başarabilince, bütün acıların hafiflediğini fark eder. Kozmik bakış noktası denebilecek bu noktanın büyüleyiciliği, insanın bu dünya âlemini bir rüya olarak yorumlamada azamî teslimiyetle hareket etmeyi başarabilmesinden ve artık acılarını (mutluluklar gibi) önemsememesindendir. Tedbire ve irade-i cüz'iye rağmen. Bir vurdumduymazlık noktası değil, bir aşkınlık noktası olarak. Rüyada kesilen parmağım, dahası rüyadaki ölümüm. Uyandığım an ne kadar anlamı kalıyorsa, gerçek hayatıma uyandığım/doğduğum ( ya da öldüğüm) an işte ancak o kadar anlam içerecek bir acı. Öyleyse ağlamak neden? Rüya noktası bu işte, uyanıkken varılan: "Kâinatta ne varsa hepsi vehim ve hayal". Ve dahi;
Rüya bütün çektiğimiz.