İşte hayalini kurduğum dünya!
İşte Hz. Peygamber'in mümin anlayışı. Bugünkü mutsuzluğumuzun ve umutsuzluğumuz yegane sebebi toplumun çoğu ferdinin bu anlayıştan bir hayli uzak oluşundandır diye düşünüyorum. Her fert böylesi anlayışla diğergam ve sevecen olsa daha mutlu bir toplum olurduk. Dünyada cenneti yaşamak diye buna derim. Yüce kitabımız Kur'an'ın da bizi gerçek mutluğa iletecek bir kılavuz olduğu açıktır. Hz. Peygamber de kılavuzu tatbik eden en güzel örnektir. İşte bu Peygamber Efendimiz'in mümin anlayışı örneği Kur'an'ın özünden sadece bir damladır aklımca. Bu damla, muhtaç olduğumuz böylesi mutluluğa yetiyorsa yüce Kur'an'ın denizini anlamak asıl cennete iletir. Benden söylemesi.
Recep ÇELEBİ

Recep ÇELEBİ

@rclbtr
·
Hz.Peygamber diyor ki: "Sizden kim, nefsi için sevdiği bir şeyi mümin kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz." (Buharî, İman, 7; Müslim, İman, 70-72) ... Hz Peygamberin mümin tanımında tam bir sosyalleşme ilkesi, Müslümanlar arası dayanışma ve özveri prensibi yatmaktadır. Hz. Peygamber'in bu tanımına göre mümin, mümin kardeşini
Sayfa 179
Mutsuzluğumuzun en büyük sebebi, toplum ve aile baskısı veya kaygısı ile asıl "beni" bastırıp onların istediği gibi biri olarak yaşamaya çalışmamız. Tek bir ömre sahip olduğumuzu bile bile bir başkasının istekleri için nefes alıp verirken; kendimizi diri diri gömmek, gömdüğümüz yerde çığlıklarımızı duymak ama duymamazlıktan gelmeye çalışmaktır bizi mutsuz eden. Asıl beni yaşadığımız zaman insanların buna verecekleri tepkiden korkup onların tepki vermeyeceği eylemlerde bulunarak hayatı sürdürmek ama bu esnada da “benliğimize” acı çektirmektendir, bunca mutsuzluk Hayat bir kere, yanlışıyla doğrusuyla kendimizi yaşadığımız gün mutlu olmayı da başaracağız... Şenay Aydemir
Reklam
Bizi bu saatte uyutmayan ana sebep nedir?
Mutluluğu yanlış yerlerde mi arıyoruz? Yoksa başlı başına arıyor olmamız mı mutsuzluğumuzun sebebi?
Kabullenemeyiş..
Mutsuzluğumuzun en büyük sebebi de, istediğimiz çoğu şeyin istediğimiz gibi olmamasıdır. Gerçek göz önünde olsa bile, anlama gücüne sahip olsak bile- yaptığımız bir hata var; gerçeği görmezden gelmek. Görmezden gelmeyi seçtiğimiz gerçek ise, aslında hiçbir şeyin -hiçbir şeyin- bizim elimizde olmadığı gerçeği. Birinin bizden hoşlanması yahut nefret etmesi, bizimleyken huzurlu yahut rahatsız hissediyor oluşu- bunların hiçbiri bizim elimizde değil. Aslına bakarsak 1 saniye sonramız bile bizim elimizde değil. İçinde yaşadığımız deri, bizi kontrol eden zihnin düşünceleri ve kalbimizin ritimleri... sahibi olduğumuzu sandığımız her şeyin mağlubu, hatta mahkumuyuz. Bunun bilinci ile yaşamaya devam edebilirsek, anda kalabiliriz ve anın tadına varabiliriz. Anın tadına varmak, yalnızca mutlu olmak demek değildir, anın tadına mutsuz olduğumuz zamanlarda da varabiliriz. Her an mutlu olamayız, her an mutsuz da olmamalıyız. İnsanız ve duygularımız var, onları olduğu gibi kabullenmeliyiz. Duygularımızı paspas altına atmak, gerçekleri görmezden gelmeye çabalamak ve bunun gibi nice şey, bize istediğimiz mutluluğu vermez. Hiçbir şey vermez... yalnızca karın ağrısı. Yaşamayı basitleştirelim, 60 yıllık ömrümüze anlam yükleyeceğiz diye çırpınmamıza da gerek yok- ölümümüzden sonraki 1000 yılda hatırlanacak, anımsanacak olmak bizim yalnızca isimden ibaret olduğumuz gerçeğini fısıldar aslında. Yalnızca isim. Oysa ne kemiğimizden eser vardır ne de ruhumuzdan. Bizim geride bıraktığımız bir dünyada, ismimizin kalmasının bize ne yararı olur? -D.Ç.
Mutsuzluğumuzun sebebi: Allah’ın bize verdiklerini bırakıp vermedikleriyle ilgilenmemizdir…
 ''Beni duyanlara sesleniyorum.Umutsuzluğa kapılmayın .Mutsuzluğumuzun sebebi hırslı kişilerin insanlığın ilerlemesinden korkmasıdır. Nefret geçer, diktatörler ölür. Halktan aldıkları iktidar halka geri döner. İnsanlar ölür hürriyet ölmez! ''                                                                                                                                          Charlie Chaplin
Reklam
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.