aziz üstadım
Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda, Kur'an-ı Hakîm'in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-i Kur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu. Hanımlar Rehberi - 25
“Birincisi: Kırk senedenberi dehşetli bir zendaka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda; Kur'ân-ı Hakimin hakikatına, değil dünya saadetii, belki lüzum olsa ahiret saadetini dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevceleri, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki, ihlâs-ı hakikî ile hakikat-ı Kur'âniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlar ki; a'zâmî fedakârlık ve rıza-i ilâhîden başka harekât-ı diniyesini hiç bir şeye alet yapmamak lâzım geliyordu. Biçare bir kısım alimler ve ehl-i takva insanlar, çoluk çocuğunun maişet derdi için başlarına şapka koyup bid'alara fetva verdiler veya tabi' ve tarafdar göründüler. Hususan kanun ile çarşafı ve sarığı men'etmek ve din derslerini yasak etmek ve medreseleri kapatmak, Ezan-ı Muhammediyi kaldırmak gibi, dehşetli hücumlara karşı, âzâmi fedakârlık, âzami sebat ve herşeyden istiğna etmek lüzumu karşısında; ben bir sünnet-i seniyye olan evlenmek âdetini terkettim ki, ta çok haramlara girmiyeyim ve çok vâcibatları ve farzları yapabileyim... Bir sünnet yüzünden yüz günaha girilmez. Çünki o kırk sene zarfında bir tek sünneti yerine getiren bazı hocalar, belki on kebaire ve haramlara girmeye ve yüz sünneti ve farzları bırakmaya kendilerini mecbur bildiler.
Reklam
Neden sünnet-i seniyeye muhalif olarak mücerred(bekar)kaldın?
Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda, Kur'an-ı Hakîm'in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile Hakikat-i Kur'aniye'ye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu.
(Başka hariç memlekette mühim yerlerde ceridelerle sorulan "Neden sünnet-i seniyeye muhalif olarak mücerred kaldın?" sualine bir cevabdır.) Evvelâ: Mektubunuzu gayet hasta olan Üstadımıza okuduk. Üstadımız ise; "Ben şiddetli hasta olmasa idim, bu çok kıymetdar ve müdakkik ve mübarek kardeşlerime tafsilatlı bir cevab
"Neden sünnet-i seniyeye muhalif olarak mücerred (bekâr) kaldın?"
Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda, Kur'an-ı Hakîm'in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-i Kur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu. B.Cevab Veriyor - 163
Birincisi:Kitabı okudu
Kur'an-ı Hakîm'in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-ı Kur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu.
Reklam
Hakikatı bilen fedakarlığı çok olur
Değil bir sünnet olan muvakkat(geçici) dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-i Kur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu.
Dünya namına bir lezzet bilmedi
"Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda, Kur'an-ı Hakîm'in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-i Kur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu."
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Üstad Neden evlenmedi açıklıyor
Başka hariç memlekette mühim yerlerde ceridelerle sorulan "Neden sünnet-i seniyeye muhalif olarak mücerred(bekar) kaldın?" sualine bir cevabdır Birincisi: Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda, Kur'an-ı Hakîm'in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat(geçici) dünya zevcelerini(eşleri) almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-i Kur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a'zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî'den başka hiçbir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu. Hanımlar Rehberi
Muvakkat dinsizlik
"bîtarafane düşünmek, muhakeme!.." Halbuki bu kelime, muvakkat dinsizliktir. Asar-ı Bediiyye - 633