Aslında her yaratıcılığın kaynağında oyun vardır demek yanlış olmaz: Resim çizgilerle oynanan oyundur. Müzik seslerle oynanan, şiir sözlerle, dans hareketle oynanan oyun değil midir? Tiyatro ise kişilerle olayların oyunudur. Başka bir deyişle sanatçı da çocuk gibi hayal gücünü özgürce kullanarak, mantık bağlarından sıyrılarak seslerden, sözlerden, ya da çizgilerden kurulu yeni bir bileşim çıkarır ortaya. Tıpkı çocuk gibi olaylar, kişiler, çizgiler ve seslerle özgürce oynar.
Oyun bir ayağı hayal dünyasında, öteki ayağı da gerçekler dünyasında bir köprüdür. Çocuk oyun aracılığı ile bu iki dünya arasında anlamlı bir bağ kurar. Bilinmezlerle dolu çevresini oyunun süzgecinden geçirerek kendisi için anlaşılır duruma getirir. Dilinin yetersiz kaldığı yerde oyunun dilini kullanır. Anlaşılmaz ve karışık olayları oyun içinde elle tutulur duruma getirerek kendince anlamlı sonuçlara varır.
Sayfa 70 - Özgür Yayınları