256 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Başka zamanda olsa anlamını hepimizin bilemeyeceği bir kelime, şimdi hem hayatımızı hem de hayal gücümüzü kaplıyor. Pandemi. Bu süreci yaşamıyor olsaydık distopik bir kitap okuduğumu bile düşünebilirdim lakin pandeminin nedeni değişse de etkisinin aynı olduğunu deneyimlediğimiz bir dönemdeyiz. Bu sefer dünya çiçek hastalığı pandemisiyle
Pandemi
PandemiSeher Tanıdık · Hayykitap · 20217 okunma
Psikiyatri tıbbın oldukça genç dallarındandır. Modern psikiyatrinin sembolik doğum tarihi olarak Fransız Devrimi’nden sonra, o zaman delilerin kapatıldığı bir tür tımarhane olan Bicetre’in 1793’te bir akıl hastanesi sıfatını kazanması ve Phillippe Pinel’in onun başına getirilmesi sayılmaktadır. Aslında o sırada oldukça modern akıl hastaneleri başka yerlerde de vardı ve bir süreden beri psikiyatrik hastaları tedavi de etmekteydiler. Ancak Pinel’in hastaların zincirlerini dramatik bir şekilde çözmesi ve bunun Fransız Devrimi içindeki sembolik anlamı bu olayı öne çıkarmış ve bu tarihten sonra akıl hastaları kesinlikle tıbbın ilgi alanı içinde olarak sayılmıştır. Önceleri “moral terapi” gibi adlarla hastaların daha çok rehabilitasyonuna yarayan bazı şeyler, müzik, spor, oyunlar, toplu aktiviteler gibi yöntemler kullanılıyordu. Ama 19. yüzyılda tıbbi yaklaşımlar öne geçti ve böylece daha biyolojik tedavi biçimleri yaygınlaştı.
Reklam
Tarihin yükü kelimenin sırtındadır. İnsan kelime ile vardır. Fert kendini kelime ile aşar. Kelime soyutlanmış en uç noktada ses, yani müzik olmuştur. Tam tersi bir oluşumla kelime taşı yontarak somutlaşmıştır. Yani mimari olmuştur. Edebiyat vasattadır. Kelimelerin de bir hayatı vardır. Kelimeler sağlıklı olduğu dönemlerde toplum güçlüdür. Kelimelerin marazlı olduğu dönemlerde tarih karanlıktır. Tarihi yapan kişiler , kelimeyi canlandıran,onu insanına yani topluma ulaştıran , sunan kişilerdir. Mevlâna konuşmuş , kelime devlet olmuştur. Yunus sesiyle zamanın ve mekânın ötelerine itmiştir insanını. Fatih kelimesini çağa bir bayrak gibi dikmiştir. Yavuz kelimeye dağlar ve çöller aşırtmıştır. Sinan bir sütundur,tutunmasak ayağımız kayacak. Kelime kelime kelime...
Muhabir: Hem yabancı hem de yerli turistler için muharebe meydanı turları düzenliyorsunuz. İki grup arasındaki farkları belirtir misiniz? Türkiye'nin ilk muharebe meydanları rehberlerinden Serhan Güngör: Yabancı turistlerde öne çıkan duygu merak, öğrenmek ve saygı iken yerli turistlerde daha çok duygu ve milli heyecanları gözlemlemekteyim. Yine
Sanat eserleri farklı düzlemlerde alımlanır ve onlara yine farklı düzlemlerde değer biçilir. Burada birbirinin zıt kutbu olan iki tip öne çıkar; birincisinde, vurgu eserin kült değerine yapılır iken, diğerinde eserin sergilenme değeri vurgulanır. Sanatsal üretim, bir külte hizmet etmesi amacıyla tasarlanmış olan törensel nesnelerle başlar. Bu noktadan baktığımızda, önemli olanın eserlerin seyredilebilir olması değil, var olması olduğu sonucu çıkarılabilir. Taş Devri insanının yaşamakta olduğu mağaranın duvarlarına çizdiği geyik resmi aynı zamanda bir büyü vasıtasıydı. Resmi yapan onu birlikte yaşadığı insanların gözüne sokmasına sokuyordu gerçi, fakat bunu yaparken esas olarak da ruhları gözetmekteydi. Günümüzde, kült değeri sanat eserinin gizli kalmasını dayatır görünmektedir.
İYİKİ DOĞDUN HASRET/ ROJ BUNA TA PİROZ BÂ 1 MAYIS 1971
youtu.be/FkgCDGZN7jM (Hasret Gültekin/ ÖLMEDİM BEN DİYORUM IŞIK OLDUM SONSUZA) Hasret Şükrü Gültekin, Alevi Kürt bağlama virtüözü, şarkıcı, besteci, söz yazarı ve yapımcı. Doğum tarihi: 1 Mayıs 1971, İmranlı Ölüm tarihi ve yeri: 2 Temmuz 1993, Madımak Oteli, Sivas Eşi: Yeter Gültekin (e. 1991–1993) Çocukları: Roni Hasret Gültekin (D. Eylül 1993) 1987 yılında ilk albümü "gün olaydı" piyasaya çıktı. 1990 yılında çıkardığı "newroz" adındaki kasetle türkiye'deki kürtçe müzik yasağını deldi. 2 temmuz 1993'de sivas'ta madimak oteli'nin yakılmasıyla 35 insanla beraber hayatını kaybetti.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.