Müzik sözcüğü eski Yunanca "mousike" ya da "mousa" sözcüğünden gelmekte ve "melek" anlamını vermektedir. Gerçekten de müzik, insanlık tarihi boyunca insanlara haz, mutluluk, rahatlık veren bir iyilik meleği, iyilik tanrısı gibidir. Eski Yunan'da bir müzik tanrısı ve her biri bir müzik dalının simgesi olan dokuz müzik meleğinin, perisinin bulunduğuna inanılırdı.
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap elime geçtiğinde uzun süre bekledi okuyamadım bi türlü . Kürşat Başar'ı yazar kimliğiyle tanımıyordum ve açıkçası birazda ön yargılıydım . Çok aman aman bi şey beklemiyordum.. Fakat benim beklentilerimi boşa çıkarmıştı yazar. Tarihi romanları daha da bi sever olmuştum . Yazar tamamen sözcükleri cümleleri betimlemeleriyle beni o döneme alıp götürmüş uzun süre rüzgarında gezdirmişti. Çok içten çok sıcak gelmişti bana anlatımı . Kolay kolay keşke dizi-film olsa gibi cümleleri kurmam kitaplar için çünkü izlemek yavan gelir bana ama bu kitabı izlemeyi yazılanları işitmeyi çok istemiştim . Hala da düşünür isterim beyaz perdeye aktarılmasını bence çok başarılı bi dönem filmi olarak vizyonda yerini alabilir. Kürşat Başar'ı bence yazar kimliğine bürüyen en büyük özelliği gözlem yeteneği kim bilir belki de kendimden bi parça bulduğumdan bu kadar seviyorum yazdıklarını bende gözlem yapmaktan kaçamayan biriyim çünkü. Bir diğer başarı kısmı da bi erkek olarak bi kadının bakış açısından bu kadar başarılı bi şekilde bakabilmesi. Bence bu her yazarın okuruna kolay kolay hissettirebileceği bi duygu değil . Konusundan bahsetmek gerekirse yasak bi aşk hikayesini , iki kişinin çıkmazlarını gözler önüne seriyor yazar. Kahramanımız Fuat ' a aşık Fuat kahramanımıza ama gel gör ki ikisi de farklı kişilerle evlidir. Fuat zaten Demokrat Parti de bakan bu da işleri çıkmaza süren kısımlardan biri...
Başucumda Müzik
Başucumda MüzikKürşat Başar · Everest Yayınları · 20196,5bin okunma
Reklam
304 syf.
6/10 puan verdi
Büyük bir beklenti ile almıştım bu kitabı, içerisinde biraz daha felsefe olacağını düşünüyordum fakat benim için okunması zor kitaplar arasına girebildi maalesef. Konu güzel ve ilgi çekici aslında, Hitler'in hiddetlenip öldürttüğü bir kemancı ile başlıyor hikaye ve yine bir kemancının olayı araştırması ile gelişiyor gizi çözebilmek için. Müzik tarihi ile ilgilenenler ve müzisyenler (özellikle keman ile ilgilenenler) için oldukça ilgi çekici olabilecek bir roman.
Hitler'in Kemanı
Hitler'in KemanıIgal Shamir · Kırmızı Kedi · 201524 okunma
Normal olarak ondan bire kadar prova yaparız, akşam da yediden ona kadar temsil. Geri kalan zamanda evde otururum, burada, akustik odamda. Birkaç bira içerim, sıvı kaybı demiştim ya. Bazen onu da karşıdaki hasır koltuğa oturturum, şöyle dayarım koltuğun içine, yayı kenarına korum, kendim de buraya, koltuğa otururum. Sonra bakarım ona şöyle bir. Ve düşünürüm: Tüyler ürpertici bir çalgı! Buyurun, bakın! Bakın şuna iyice. Görünüşü şişko bir kocakarı. Kalçalar çok alçak, bel hepten felaket, fazla yüksek kalıyor, ince de değil; sonra şu daracık, düşük, raşitik omuzlar - deli olmak işten değil. Bunun sebebi, kontrbasın melez olması, gelişim tarihi açısından. Aşağısı büyük bir keman gibi, yukarısı büyük bir gamba gibi. Kontrbas şimdiye kadar icat edilmiş çalgıların en iğrenç, en hantal, en kaba saba olanı. Çalgı değil, gulyabani. Bazen içimden atıp parçalamak gelir. Testereyle doğramak. Baltayla kıymak, kıymak, talaşını çıkarıp, un ufak edip odun gazıyla işleyen bir arabada yakıp geçmek! - Yo, onu sevdiğimi gerçekten söyleyemem. Çalması da felaket bir şeydir, üç yarım ses için bütün bir karış gerekir. Üç yarım ses için!
104 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapla, insanlığın yazılı tarihi hakkında dahi çalışmak hayli zorken sözlü tarihimizin başlangıcı üzerine düşünüyoruz. Toplumların yaşam tarzının ve coğrafi koşullarının dillerine etki ettiğini savunuluyor; dil ile müzik arasında bağ kuruluyor. Okunulası
Dillerin Kökeni Üstüne Deneme
Dillerin Kökeni Üstüne DenemeJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,264 okunma
250 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
"Kitabın konusuyla ilgili bilgiler içermektedir." ( Spoiler ) - Kitap öncelikle tarih ve aşkı birbirine bağlamış bir kurgudan oluşuyor. Osmanlı İmparatorluğu fetret devri döneminde geçiyor. Fetret döneminin sıkıntısını gayet başarılı şekilde hissettirmiş. Bu dönemin zorluğundan kaçırılan şehzadenin hayatını anlatıyor roman. Çocukluğunda Deli Kurt lakabını alıyor. Sonrasında orduda yükseliyor. Padişah'ın amcası olduğundan habersiz büyük görevlere yükseliyor. Burası romanın tarihi tarafını anlatan bölümdü. - Romanın içinde aslında muhteşem bir aşk hikayesi yatmakta. Evli olduğu halde Gökçen ismindeki Uygur Türk’ü olan büyücü kıza aşık olması ve kavuşamama hikayesi tam bir dram. Hele en son bölüm beni çarptı geçti. Üzülmemek elde değil. - Roman çok akıcı, sade, sürükleyici. Atsız yine üslubunu konuşturmuş. Bazı şahsi fikirlerini roman kahramanları üzerinden anlatmış. - İçerisinde; aşk, tarih, savaş, vatan sevgisi, devlet görevi, kahramanlık, hainlik her şey var. - Deli Kurt’un kahramanlıklarıyla bazen tüyleriniz diken diken olacak. O yaşanan aşk uğruna çekilen azap ve savaş uğruna vazgeçilen duygular ve hayatlarla gözleriniz dolacak. Deli Kurt’un bazı hikayeleriyle de güleceksiniz. - Tarih sevenlerin, aşka inananların okuması gereken bir kitap. İsme ve ideolojik fikirlerine aldanıp okumayanlar adına kayıp diyorum. Sıkılmayacağınızdan eminim. Çok beğendim sizlere de tavsiye ediyorum.
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015,5bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.