Sonra, insanoğlunun başına gelen her şeyin, tam ama tastamam şimdi‘de geçtiğini hatırladım. Yüzyıllar geçiyor ve yalnızca şimdiki zamanda oluyor her şey; havada, yerin ve denizin üzerinde sayısız insan var, ama gerçekte, olup biten her olay bana oluyor…
Katolik olsaydım günah çıkartır, içime hapsettiğim tüm bu sözcüklerden kurtulurdum. Ama maalesef bizde böyle bir teselli yöntemi yok.
Okur Takip Önerileri
giz tekrar paylaştı.
...belki de en korkuncu, başkalarının beni yalnızca, hayatla mücadele halindeki o kişi olarak tanıyacak olması.
İnsan kendisini korumak için bir ihtimal canına da kıyabilir.
Yoksa, yıkım, insanların ve inançların farkına varmadan değişmesi anlamına mı geliyordu?
giz tekrar paylaştı.
Söylenir ve yarım kalır
Bütün aşklar yeryüzünde
Bir kaktüs bol sudan nasıl
Nasıl çürürse öyle
Çünkü bazı kadınlar,
Yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar.
Adamına göre değil, adabına göre.
Heveslerine göre değil, hislerine göre karar verirler.
Sahte bir mutluluk yerine sade bir yalnızlığı tercih ederler.
İşte bu yüzden bazı kadınlar,
Sınırlarını kendilerinin çizdiği, gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar.
Zorunlu olduklarından değil, gururlu olduklarından.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Geldiği yer bildiği bir yerdi; Kuyu'ydu bu.
Sen acıyı seçtin acıyı yenmek için
Onlar vurmadan sen uzattın yanağını
Terleye terleye acı göllerini
Güneşin en üşümediği yere geçtin
Ben de yaşama hiçbir kelimeyle bağlanmadım:
Ne aşk, ne umut, ne kin; hiçbiri!
Hiçbiri benim ipim değil, olmadı.
Kendimi bildim bileli bir tufanı bekledim...
