Şermin

Şermin
@mycoffeemyfriend
16 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
288 syf.
9/10 puan verdi
Malina.
Yaklaşık üç ay önce, bir rüyayla geldi bana. Hiç bilmediğim sıcacık bir kasabadayım, yalnız yaşıyorum, çok güzel bir gün ve meyve sebze almak için dışarı çıkıyorum. Aslında istediğim şey bir kitapçıya gitmekti, gerçek hayatta asla karşı koyamayacağım bir kitapçıya uğrama isteği vardı içimde. Ama meyve ve sebze almak için bir manava gittim. Bir
Malina
MalinaIngeborg Bachmann · Yapı Kredi Yayınları · 2022630 okunma
Reklam
288 syf.
9/10 puan verdi
Malina
MalinaIngeborg Bachmann
8.1/10 · 630 okunma
Ben mutlak nitelikteki ilk israfın sebebiyim, kendimi esrikliğe kaptırmışım, dünyadan akıllı bir biçimde yararlanabilme yeteneğim yok; ve adına toplum denilen maskeli baloda boy gösterebilirim, ama gelmeyebilirim de; engeli çıkmış biri gibi, ya da kendine maske yapmayı unutmuş, ihmali yüzünden kostümünü artık bulamayan ve bundan ötürü de günün birinde artık davet edilmeyen biri gibi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ivan ve ben, karanlık bir öykü müyüz? Hayır, o değil, yalnızca ben karanlık bir öyküyüm."
Bütün bir yaşamın varlığı, şart değil. Bütün bir yaşam, bu.
Reklam
"Bir gün gelecek, insanların siyah ama altın gibi parlayan gözleri olacak; onlar, güzelliği görecekler, pisliklerden arınmış ve tüm yüklerden kurtulmuş olacaklar, havalara yükselecekler, suların dibine inecekler, sıkıntılarını ve ellerinin nasır bağlamış olduğunu unutacaklar. Bir gün gelecek, insanlar özgür olacaklar, bütün insanlar özgür olacaklar, kendi özgürlük kavramları karşısında da özgür olacaklar. Bu daha büyük bir özgürlük olacak, ölçüsüz olacak, bütün bir yaşam boyunca sürecek..."
Sayfa 106
Ama kalıcı nitelikteki dağınık monologlar, geceleri ve yalnızken oluşur, çünkü insanoğlu karanlık bir yaratıktır, yalnızca karanlıklarda kendi kendisinin efendisidir ve gün ışığında yeniden köleliğine döner.
"Herkes diyebilir ki, Ivan ve ben mutlu değiliz, veya kendimize mutlu demek için daha hiçbir nedenimizin olmadığını, uzun zaman da olmayacağını söyleyebilirler. Ama, herkes haklı değildir. Herkes, kimse değildir. "
Sayfa 72
Kitaplar mı? Evet, çok okurum, hep çok okudum. Hayır, birbirimizi anlıyor muyuz, bilemiyorum. En sevdiğim şey, yere uzanıp okumaktır, yatakta okumayı da severim, hemen her şeyi bir yere uzanır, öyle okurum, hayır, kitaplar değil bu işi yaparken önemli olan, her şeyden önce okuma eyleminin kendisi önemli benim için, beyaz kâğıtta bir şeylerin yazılı olması, harfler, heceler, satırlar, insanla ilintisini kuramadığım o saptamalar, göstergeler, belirlemeler, insandan gelen, anlatımların kalıbı içersinde donup kalmış çılgınlık. İnanın bana, bir çılgınlıktır anlatım, bizim kendi çılgınlığımızdan kaynaklanan bir çılgınlık. Sonra, sayfaların çevrilmesi de önemli, bir sayfadan ötekine koşmak, kaçmak, çılgınca ve artık pıhtılaşmış bir akıntıyı yaratmış olanlarla suçu paylaşmak; sonra, bir tümcenin bir öteki dizeye atlamasındaki sinsilik, yaşamın tek bir tümceyle güvence altına alınması, buna karşılık tümcelerin de yaşamda güvenceye kavuşmaları, evet, bunlar da söz konusu. Aslında kötü bir alışkanlıktır okumak, öteki bütün kötü alışkanlıkların yerini tutabilecek ya da onların yerine herkesi daha bir yoğun biçimde yaşamaya itebilecek bir alışkanlıktır, delicesine bir yaşam biçimidir, insanı yiyip bitiren bir tutkudur.
Sayfa 83
“Yalnızca zamanı belirtirken uzun uzun düşünmek zorunda kaldım, çünkü insanların her gün “bugün” demelerine dahası demek zorunda olmalarına karşın, benim için “bugün” diyebilmek neredeyse imkânsız; örneğin insanlar bana-yarın bir yana-bugün ne yapmak istediklerini bile anlattıklarında, çoğunlukla sanıldığının aksine, dalgın bakmaya değil, ne yapacağımı bilemediğimden, çok dikkatli bakmaya başlıyorum, ”bugün” ile aramda işte bu denli umutsuz bir ilişki var: Çünkü bu Bugün’ü ancak delicesine bir korkuyla ve koşarcasına yaşayabiliyorum. Bugün olup bitenler üzerine ancak böyle bir korkunun pençelerinde yazabiliyor ya da konuşabiliyorum. Çünkü Bugün üzerine yazılanları hemen yok etmek gerekir; tıpkı bugün yazılmış ve yerine hiçbir Bugün’de varamayacak mektupların, bu nedenden ötürü yırtılması, buruşturulması, bitirilmemesi, yollanmaması gibi.’’
Sayfa 18
Reklam
Şermin tekrar paylaştı.
İstediğimiz kadar farklı olalım, Doğuştan gelen bir tür yara gibi ortak bir yanımızın olduğunu hissediyorum.
Sayfa 17
"Gene de ufak tefek üstünlüklerim vardır... Çoğu kadınlardan daha fazla kitap okurum... Birçok güzel şiiri ezbere bilirim... Çiçek yetiştirmesini bilirim... İyi giyinirim... Bir de sizi severim, evet, beyefendi, siz belki de inanmazsınız, ama çok severim sizi."
Sayfa 96
İnsanların, ülkelerin ve nesnelerin bittiğini işaret eden şey kokulardır. Tüm maceralar burundan çekip giderler.
"Zaten önünde sonunda her insanın başına gelir bu, sizi sınıflandırırlar."
İnsanların bu kadar kötü olmalarının nedeni, belki de sadece acı çekmeleridir, ancak acı çekmemeye başladıkları andan, biraz daha iyi olmaya başladıkları ana kadar epey zaman geçer.
Sayfa 94
212 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.