Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan,bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme,artık neye yarar?
En büyük felâket, dilimizin çektiği işkence... Bu işkenceyi anlatmaya imkân yok. Belki bu kadar büyük mesele arasında size bu küçük gibi gelecek...
N'olur işte öyle-böyle anlaşıyoruz!.. Yoo! Ölüme doğru gidiyoruz!.. Konuşan insan... Bu vasfı bizden alıyorlar. İnsanın ifadesi hayvan-ı nâtıkdır. Konuşan hayvan... Konuşanı kaldırınca ne kalıyor geriye... Bizi ona doğru itiyorlar!..
"Ölüm günüm, doğum günümdür." diyen Hz. Mevlâna, Rabbine kavuşacağı ve ebedi vuslata ereceği anı, "düğün gecesi" anlamına gelen "şeb-i arus" olarak nitelemiştir. Merhum N. Fazıl Kısakürek de: "Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?" diyerek ölümün müminler için yeni ve güzel bir başlangıç olduğuna dikkat çekmiştir.
Üstad", diye sormuş "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."
N. Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya…
Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım !
N. Fazıl Kısakürek
‘Gördüm Ki,’ Der, ‘Akıl Mahduttur,Sınırlıdır,Yolu Ve Rolü Çizilidir,Onunla Erilemez…
Anladım Ki,Her Şey Resûlün Ruh Feyzine Tutunmaktan İbarettir…Ona Yapıştım Ve Kurtuldum…
Rize'de de şapka direnişi çok masum isteklerle başlamış ve isyanla devlete başkaldırma ile asla ilgisi olmamasına rağmen muhaliflere ve özellikle de halka gözdağı vermek için 'irtica' adı altında kıyım başlatılmıştır. Nitekim Rize Ulu Cami İmamı Şaban Hoca, namazdan sonra etrafında toplanan kalabalığa;
"Biz hükümetten akaid-i