Bir bıçak bir yaraya nasıl ve ne kadar yakışırsa o kadar yakışır yaşamak bana
dediğim günlerin sonunda geldin
ben öylece dururken sen öylece
yanımdan geçip gitseydin öylece geçip gitseydin
beni rüyamda üzgün kozalaklar kovalamayacaktı bilesin
Beni gördüğün ve bana adımla seslendiğin o anda
dünyaya rezil oluyordum inanılmaz meşguldüm
linç
Futbolu İtaliyaya görə sevmişəm. Əsas da Tottiyə görə. Uşaq vaxtı onun formasını əynimdən çıxarmırdım.
Bir də 2002-ci il Dünya Çempionatı yadımdan çıxmır.
Hasan Şaş qol vuranda elə bildik, atamızın ürəyi dayanacaq. Atamın həyəcanı indi də yadımdadır, siqareti siqaretə calayanda Türkiyə bir də görürdün qol vurdu.
Dəqiq yadımda deyil, futbol
O hatıralar ki
Bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
Gel demeden gelir
G it demeden giderler
N ur topu gibi açıldıkları olur bazan
Sonra sızım sızım sızlarlar
Her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
Bir biri içinde
Bir biri peşi sıra
Bir tad dudakta
Bir ses kulakta
Sen toprakta çürürsün canım kardeşim
Ben ayakta
Beyazıt havuzunun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş, sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki bir, geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alâmet değil. Kış