Dünya üç şeyle Cennet olur: Elden, dilden ve gönülden vermekle, Allah kullarını ta'n etmeyip affetmekle, zalime zulmetmeyip hidayet yolunu göstermekle.
Sayfa 144
N. TOPCUNUN MANEVİYAT ARAYIŞI- APDULAZİZ BEKKİNE HOCAYLA KARŞILAŞMASI -2
Sofraya oturdular, Aziz Efendi Anlatmaya Başladı: "Avrupa uleması ile bizim ulemayı kıyaslıyorlar. Orada felsefe okurlar. Felsefe aklın şüphelerine cevap aramak ihtiyacından doğmuştur. Bir filozofun tamam dediği şeye, bir başkası hayır, tamam değil diyebilir ve karşı çıkabilir. Nitekim çıkıyorlar. Çünkü bakış açıları farklıdır. Felsefe
Sayfa 110 - Nurettin Topçu-Çağdaş Bir Dervişin Dünyası Yazar: Emin Işık Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
N. TOPCUNUN MANEVİYAT ARAYIŞI- APDULAZİZ BEKKİNE HOCAYLA KARŞILAŞMASI -1
Bunun üzerine, Sırrı, "Ben seni bir yere götüreceğim, ama titizlenmek yok. Orada yere oturmak var. Tahta kaşıkla yemek yemek var" dedi. Zira Nurettin'i yakından tanıyordu. Ne kadar titiz biri olduğunu biliyordu. Her şeyi baştan söylüyor ve ondan söz almak istiyordu. Yine de ne olur, ne olmaz diyerek, bir de onu götüreceği hoca efendi ile bir ön görüşme yapmak ihtiyacını duydu. Sırrı, bir akşam Aziz Efendi'ye gitti. Ona, Nurettin hakkında bildiği her şeyi anlattı: Fransa'da felsefe tahsil etmiş, Sorbonne da doktora yapmış, titiz mi titiz bir genç öğretmeni getirmek istediğini söyledi. Aziz Efendi, "Kâfiri getir bana, kibirliyi getirme!" dedi. Sırrı, onun kibirli olmadığını söyleyince, "Öyleyse getir" dedi. O akşam Aziz Efendi'ye giderken, yolda Nurettin durmadan Sırrı'ya sorular soruyordu: "Hoca nerelidir? Tahsili nedir?" diyordu. Sırrı da "Bunları bana sorma, Hoca Efendi, sana her şeyi anlatır" diyordu. Zeyrek Camii'ne geldiler. Aziz Efendi, o camiin imamı idi, cami avlusundaki imam evinde oturuyordu. Evin üst katında bir oda vardı, misafirlerini orada ağırlardı. Bunları da oraya aldı. "Siz oturun, ben birazdan geleceğim" dedi ve kapıyı çekti, çıktı. Biraz sonra kapıyı tıklattı, kapıyı Sırrı açtı, Aziz Efendi, elinde bir tepsiyle içeri girdi. Tepside patates yemeği, hamur tatlısı, tahin helvası, ekmek ve tahta kaşıklar vardı. Hoca tepsiyi yere koyarken, "Oğlum, biz Kazanlıyız, Tatarız. Bizde âdet böyledir, buyurun sofraya" dedi. Nurettin, yolda gelirken Sırrı'ya sorduğu sorulardan bir kısmının cevabını böylece almış oldu.
Sayfa 109 - Nurettin Topçu-Çağdaş Bir Dervişin Dünyası Yazar: Emin Işık Dergah YayınlarıKitabı okudu
Hocamız N.Topçu "fikir ve sanatla uğraşacaksanız siyaset ve ticarete bulaşmayın" öğüdünü vermişti.
Sayfa 39 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Erkek ne yazık ki yaşadığını hiçbir zaman tam olarak algılayamaz. 'Tamamlanmamışlık duygusu'yla kadına yalvarır: içimdeki 'öteki'yi anlamaya çalış, n'lour!... Kadın anlamaktan yana değil, yaşamaktan yana koyar ağırlığını.
Sayfa 122Kitabı okudu
189 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.