Naat-ı Şerif ... 7-8 sene evvel yazdım.
Seni yazdı kalemler ondört asır boyunca Şeref buluyor eller pak ismini yazınca Sen ey Cenab-ı Resul güneşisin alemin Sana kalınca yoksul sonu gelmez elemin Sen sonusun zulmetin önderi nebilerin İlhamı şairlerin gözbebeği ümmetin
NAAT-I ŞERİF
NİYÂZÎ-I MISRÎ (v. 1694) Yâ Resûlallah Zuhur-ı kâinatın madenisin yâ Resûlallah Rumuz-ı "küntü kenz”in mahzenisin yâ Resûlallah Beşer denen bu âlem ki senin sûretle şahsındır
Reklam
NAAT-I ŞERİF ( NİYAZİ MİSRİ )
-- Kurban Olayım -- Ol cihânın fahrinin sırrına kurban olayım Hutbe-i levlâke inen şânına kurban olayım "Kâbe kavseyni ev ednâ"sına kurban olayım Ben anın ilmiyle irfânına kurban olayım Ben anin esrâr-ı mi'râcına kurban olayım Ol Ebû Bekr ü Ömer Osman Ali dört yâridir Ol risâlet bağının anlar gül-i gülzârıdır Cümle ashâb hidâyet
NAAT
Bir düşmanımız kaldı Kendi Dudaklarımız Arasında.
İsmet Özel
İsmet Özel
NAAT-I ŞERİF
NÂBÎ (v. 1712) Na't Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ'dır bu Nazargâh-ı ilâhîdir makâm-ı Mustafa'dır bu Felekde mâh-ı nev Bâbü's-selâm'ın sîneçâkidir Bunun kandîli Cevzâ matla-ı nûr u ziyâdır bu Habîb-i Kibriyâ'nın hâbgâhıdır fazîletde Tefevvuk kerde-i arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ'dır bu Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâil Amâdan içti mevcûdât çeşmin tûtiyâdır bu Mürâât-i edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha Metâf-ı kudsiyândır busegâh-ı enbiyâdır bu amâ: hiçbir şeyin varlık sahasına çıkmadığı, henüz yaratılmadığı yokluk âlemi. bâbü's-selâm: selâm kapısı. busegâh-ı enbiyâ: Nebîlerin öptüğü yer, Hz. Peygamber'in [s.a.v] türbesinin toprağı, mecâz-ı mürsel yoluyla Medine-i Münevvere. cevzâ: ikizler burcu. deycûr-1 adem: yokluk karanlığı. felek: gökyüzü, âlem, dünya; kader, talih; yörünge. hâbgâh: uyunacak yer, yatak odası. kûy-ı mahbûb: sevgilinin köyü. mâh-ı nev: yeni ay. matla-1 nûr u ziyâ: ışığın, nurun doğuş yeri. metâf-1 kudsiyân: meleklerin tavaf yeri. mevcûdât: var olan her şey, yaratılmış şeyler. mürâât-i edeb: edebe riayet. nazargâh: bakılan yer, nazar edilen yer. pertev: ziya, ışık. sîneçâk: yüreği yaralı. tefevvuk: üstünlük, üstün gelme. tefevvuk kerde-i arş: arşa üstün kılınmış, üstün yapılmış. terk-i edeb: edebi terketmek. zâil: geçen, geçici, devamı olmayan, tükenen.
Adına naat dediler Gül'ü anlattılar; tazarru dediler Gül'e iltica ettiler. Siyer dediler hayatını söylediler, şemail dediler vasıflarını sayıp döktüler. Hilye yazdılar yakınlıklarını ifade için, miraciye dizdiler şanını tebcil için. Besteler yaptılar Gül terennümünde, ilahiler söylediler Gül deminde.
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Devrimlerin Temeli Şiirdir Sanatın ilk dalı şiirdir. Oğuz Kağan destanı, taş yazıtlar, Sümer tabletleri ispatıdır. Yaşamın insan tarafından hoyratlaşmasına karşı insanlaşma yolunu açmak için insanlıktan ödün vermeyen bu yolun yolcuları şairler tarafından ilmik ilmik ördükleri sözlerle yozlaşmayı vururlar. Bir halının temeli ilmiktir. Her
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
NAAT
Diller, sayfalar, satırlar "Ebu Leheb öldü"diyorlar: Ebu Leheb ölmedi, ya MUHAMMED; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!
Arif Nihat Asya
Arif Nihat Asya
Naat | İsmet Özel
Merhaba Sevgili Şiir Dostları, Bugün Şiir Sandığı'ndan payımıza düşen İsmet Özel'in sesinden kendine ait "NAAT" şiiri oldu. | youtu.be/MIdhGa_dfb8 |
İsmet Özel
İsmet Özel
1,000 öğeden 731 ile 740 arasındakiler gösteriliyor.