Zarf buram buram parfüm kokuyordu. Ve Ganin mektuba parfüm sıkmanın, caddede karşıdan karşıya geçerken insanın ayakkabılanna parfüm sıkmasından hiçbir farkı olmadığını düşündü.
Ne zaman bir insana olan sevgim hakkında düşünsem, sevgimden -kalbimden, şahsi bir maddenin nazik çekirdeğinden- çıkıp, evrenin inanılmayacak kadar uzak noktalarına erişen ışınlar çizmek eğilimindeyim. Bir şey beni, aşkımla ilgili bilincimi, nebulaların davranışı ile (uzaklıkları içinde bir tür delilik sergiler gibidirler), ebediyetin korkunç tuzaklarıyla, bilinmeyenin ötesindeki bilinemezle, çaresizlikle, uzay ve zamanın soğuk, hasta edici karmaşıklıkları ve iç içe geçmişlikleri gibi, tasavvur edilemeyen ve hesaplanamayan şeylerle ölçümlemeye sevk ediyor. Bu akla ziyan bir alışkanlık ama elimden gelen bir şey yok.