Merhaba arkadaşlar
Çok uzatmadan direk konuya gireceğim. Naçizane kendi fikrim. Bazı özelden mesaj atan arkadaşlara istinaden yazıyorum bu iletiyi. Biz burda okudugumuz ,okuyacagimiz kitapları yazdığımız, kitaplarda altını çizdigimiz aklımıza kalbimize hitap eden yerleri paylaştığımız, okuduğumuz kitapları tavsiye ederek olumlu yönlendirme de bulunduğumuz biryer. Fakat bazı arkadaslar burayı Facebook ve insta ve tiktok gibi flört etme yerine çevirmeye çalışıyor. Profiline iki kitap ekleyen veya en son cin Ali seviyesinde kalmış arkadaşlara hitaben söylüyorum : Burası size ait bir platform değil bence . Siz size benzeyen yerlerde takılın burasi size hizmet etmez
Naçizane fikrim
...
Kötü besleniyoruz, kötü ilişkiler yaşıyoruz, spor yapmıyoruz, işe veya okula odaklanmıyoruz, hüzünlü müzikler dinliyoruz ve en önemlisi gelecek için uğruna çabaladığımız bir hedef yok..
Sonra biz niye mutlu değiliz? Neden acaba?
Herkes akışta, herkes sembollerden, dualardan, sayı sekanslarından umut bekleyerek sırtını yaslamış beklemede maalesef.
Sosyal medyada çok ciddi algı yönetimi var.
Mutsuzluğun ana kaynağı beklentiler.
Kimse harekete geçmiyor...
.
Bugünün anısına binayen: insanlar mı değişti yoksa insanlar bu çağa mı yetişemedi? Benim naçizane fikrim sorgulandığında insanlar bu çağa göre çok kalitesiz eski insanlar yeni çağ da olsa dünya daha güzel bir yer olabilir di. Merhamet -saygı- sevgi insanın birinci ilkesi olmalı ki o varlığa insan denilsin...
Her şeyin karmakarışık olduğu bir çağ.
Hukuk fakültesinden mezun olan başörtülü hanım kardeşlerim.
İslam davası şiarınız ise bu düzendeki en büyük davanız şeri hüküm için mücadele etmek ve galibiyetinizden sonra şeri hükme bizzat uymanızdır.
Kendi gözlemime gelince,
Bu kardeşlerime düşmanlık eden islamdan nasipsiz sinelerin de düşmanlık da etseler islama gebe olduğu görülüyor(kendileri habersiz de olsa).çünkü
İslamı en üst düzeyde temsil etmiş devletlerde kadın kadılara rastlanmaz
(Kadı ile hukuk okuyan kızın ufak bi benzerliğinden esinlendim)
ülkemizde dayatılan muhafazakar düzenin yanlışlığını ilim ile ayırt etmemiz gerektiğini düşünüyorum
Bunun da Nefsin arzusundan sıyrılıp pak bir düşünce çerçevesinde mümkün olacağı kanaatindeyim.
Ve aklıma üstadın şu sözü geliyor
Meyhaneden çıkacak! “Ey Müslüman! Senin yapmadığın işi, Allah ona gördürecek!” [Üstad Kadir Mısıroğlu.]
-inancım çerçevesinde naçizane fikrim budur. Rabbim en iyisini bilir.