Egolarınızla ölecekseniz. Etrafınıza ördüğünüz taşlar sonunuz olacak, Güvenlik duvarı sandığınız o sütunlar mezar taşınıza dönüşecek, Beraber yenen yemeğin yalnız yenen yemekten çok daha lezzetli olduğunu, Parası olmayan dostun verdiği 20 liranın parası olanın verdiği 100 liradan değerli olduğunu, İnsan hayatındaki rakamların matematikteki gibi her zaman aynı değerde olmadığını, bazen küçük rakamın büyüğe baskın geldiği, Fedakarlık, güven, saygı, naiflik, zariflik gibi kelimelerin; güç, güzellik, yakışıklılık, zenginlik, popülerlik gibi kelimelerden çok daha kıymetli olduğunu anlamadan, göremeden, hissedemeden, fark edemeden: Egolarınızla öleceksiniz.
Nezihe Meriç, cumhuriyet dönemi ilk kadın öykücümüz olarak bilinir. Aynı zamanda 1950 Kuşağı öykücüleri diye anılan yazarlarımızdan biridir. Adı en çok öykü ile yan yana gelse de roman, çocuk romanı, tiyatro, anı gibi diğer türlerde de eser vermiş ve dergicililk de yapmıştır. Yazın hayatı 1940'lardan 2000'lere uzananan verimli bir
-Hayat mütevazı yaşanmalı. Söylemler mütevazı olmalı, eylemler mütevazı olmalı ve ses tonu bile mütevazı olmalı. Kibir, yersiz ego yeryüzünde ve insanda kendine yer bulamadı hiçbir zaman... Sadelikte naiflik, sıcaklık varken gösterişte kabalık ve soğukluk var... 🕊️
Nurullah Genç'in şiirlerinde her zaman bir ilahi ışık, güçlü dize ve manalar bulmak mümkün.
Sadece mânaya ve ilahi aşka yol alan bir meyil içerisinde; bedene değil ruha hitap eder, sevginin her halini bulmak ise okur için muhtemel.
Rüveyda da şairin kendi tür ve biçimi devam ediyor.
gençken kaleme almasına rağmen estetik, naiflik ve
Bir kere misafire çıkmış adın
İstesen de istemesen de gideceksin
Kısa bir süreliğine konuk olduğum bu kitapta benim de yolculuğum buraya kadarmış. Bana müsaade sevgili Cahit abicim istemeyerek de olsa gidiyorum, misafirim nihayetinde.
...
Henüz liseye gidiyordum, şuan tam olarak aklımda değil kaçıncı sınıf olduğum, bir gün edebiyat dersinin
Ben sana; "Gel beraber mükemmel bir çift olalım, hiç ayrılmayalım, herkes bizi kıskansın." demiyorum ki. Gel diyorum beraber insanları boşvererek şarkı söyleyelim diyorum. Dört dörtlük söyleyelim de demiyorum ki. Bilmediğimiz yerleri sallarız Allah ne verdiyse. Ben sana gel beraber yemek yapalım, mükemmel kekler pişirelim demiyorum ki.
‘’Ah, kimselerin vakti yok. Durup İnce şeyleri anlamaya.’’ Bu dizeleri sana mı yazdılar Osman? Sen neler yazdın bize Osman? Ilık ve huzurlu bir ilkbahar esintisiyle yazmaya başladığın günlüklerini gövdesi hayat kadar yaşlı, hayat kadar yeşil ve umut dolu bir ağacın dallarına bir dilek gibi astın ya…
Sarsıcı bir roman… Işıkları cılız yanan bir
Ama beni kahredişini unutmamak Nastyenka! Senin o berrak, lekesiz mutluluğuna kara bir bulut gölgesi düşürmek; duyduğum acıdan yakınarak yüreğine dert olmak, onu gizli pişmanlıklarla sızlatmak, en mutlu anlarda bile bir parça üzüntüyle çarpmasına neden olmak…Ah, asla, asla! Senin göğün hep berrak olsun, tatlı gülüşündeki ışıltı ve dinginlik hiç eksilmesin; bir başka yalnız, minnettar yüreğe bahşettiğin o bir anlık mutluluk ve neşe için talihin hep açık olsun!
Sayfa 62 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
İnsan gönencinin ötesine ilişkin amaçların ya da iddiaların, yani aşkınlığın naif kabulüne son vermesidir. Ama bu, geçmişteki dinsel değişimlerden çok farklıdır; eskiden naif bir ufkun yerini bir başkası alır veya iki farklı ufuk bağdaşarak birbirleri içinde erirdi. Örneğin Türklerin fethinden sonra Anadolu'nun Hıristiyanlıktan İslam'a geçmesinde olduğu gibi. Oysa artık naiflik ister inançlı ister inançsız olsun, kimse için mümkün değildir.
Bir öyküyle başlayıp bir öyküyle bitiyor her şey.
Öyküler birer pencere açıyor edebiyatın arka sokağına.
Öyküler karlı bir kış akşamı, sobanın ateşinin tavana vurduğu kıvranan ışıklar. Kırmızı. Turuncu. Sarı.
Öykü, bir yazarın kalemiyle şekillenen bir ebru tuvali. Onun salınımlarıyla renk renge karışıyor, savruluyor. Bir lâle, bir yaprak, bir
Gagaç olmuş – kurumuş ot, ufalanmaya hazır, kuru - kalplerde bir yeşillenme hareketidir Nurullah Genç. Bana göre tür ve biçim olarak yaşayan en iyi şairlerden bir tanesidir.
Şairimiz Erzurumludur. Şiirlerinde ise Erzurum birçok kez dile getirilmiştir. İyi bir eğitim ve iş hayatı olmasıyla beraber sayısız eser vermiştir. Her zaman önceliğim
Evet kitapları çok sevmişimdir. Ancak bir güne bir gün buraya bir inceleme yazacağımı hiç düşünmemiştim. Ama ah Didem sen başkasın o kadar çok şey buldum ki kendimden sende. Seninde içinde herşeye rağmen hiç ölmeyen bir çocuk var. Bu güzel dizeleri içinde çocukluğunu yaşatmayan birinin yazması mümkün değil. Bu naiflik bu içtenlik bu dokunsan