Bu dünyanın geçiciliği, hatta bir hayalden, su üzerindeki bir nakıştan (nakş-ı ber âb) olduğuna dair keskin şuur, İslam medeniyetinin özellikle Osmanlı yorumunda, şehirlerin dokusuna da açık bir biçimde yansımıştır. Mesken mimarisinde gösterişten mümkün olduğunca sakınan Osmanlılar, kargır ev yaptırmayı Şeddadî bina kurmak ve “dünyaya kazık çakmaya” kalkışmak olarak görürlerdi.