Gelme diyorsun
Bu gel demektir
Birazdan güneş dogacak
Doludizgin atlılar gelecek yüreğimden
Seni düşüneceğim
Gümüş mahmuzların parlaklığınca
Yağmur nal izlerini örtmeden
Sana geleceğim
Bekle beni
At nalının pratik değeri eski bir Alman deyişinde kısa ve öz bir şekilde ifade edilir: "Bir çivi bir ülkeyi korur." Çünkü çivi at nalını yerinde tutar, nal atın ayağını korur, at şövalyeyi taşır, şövalye kaleyi tutar ve kalede ülkeyi savunur.
" Vaktiyle Ali isminde bir Türk Beyi Trabzon Beyinin kızını almakda için değişik kıyafetler giyerek Trabzon'a gelir. Atını nalbanta çekip dört nal ister. Nalbant dört nal verir. Ali Bey, nalların dördünü ded avucunun içine alıp büker. Nalbant ikinci kez nal verir. Ali Bey onları da büker. Bir kez daha nal verir, onları bükemez. Karşılığında para verir. Bu defa nalbant altın parayı iki parmağının arasına alıp Gel ezer ve turasını siler. Ali Bey "tura bozan" der ve Trabzon'un ismi bundan kalır. "
Özgür düşünce iklimi yoksa felsefeye, felsefe yoksa bilime, bilim yoksa teknolojiye, teknolojiyi yoksa üretime, üretim yoksa paraya ulaşmak karınca ayağına nal takmaktan daha zordur.
Kahreden ateş bilinem, yananı sen olsaydın
Nal olurdum aşk atına, bineni sen olsaydın
Deseler ki şu kadehte ağu var, içen ölür
Bir solukta bitirirdim sunanı sen olsaydın