İlk edebi romanımız İntibah, Namık Kemal tarafından Türkçenin de komşu diller kadar edebi tarafı bulunduğunu ve güçlü olduğunu ispat etme amacıyla kaleme alınmıştır.
Namık Kemal önsözünde şöyle demiş: "Dil öyle taş kovuğundan yetişen incir ağaçları gibi kendi kendine olgunlaşmaz. Yüzyıllarca fikirleri eğitmeye hizmet için ömrünü vermiş birçok edebiyatçı, filozof gerekir ki bir dil, düzene zenginliğe ulaşabilsin." Bu öncü ruhun ateşi beni mest etti. Ardından gelen nice Türk yazarların şairlerin eserlerini okusaydı acaba neler hissederdi diye düşündüm.
Romanın konusuna gelirsek, ahlaklı bir adamla ahlaksız bir kadının aşkını ve sonuçlarını anlatır. "Ayetle ve hikmetle ispatlandığı üzere bütün mahlûklar, erkek-dişi olarak çift yaratılmıştır. Bundan ötürü evrene muhabbetle bağlıdırlar, dünyayı sevmek fıtratlarında vardır. Bunun için insan her şeyden fazla aşka meyleder." diyen Namık Kemal, eserini romantizm akımıyla yazmıştır.
"Sanki kader ressamı her zaman birbirine musallat olagelen ve birinin ötekinin pençesinden hiçbir zaman kurtulamadığı vefa, ihanet ve intikam karakterlerini dikkat çekici bir tablo üzerinde bir araya getirmişti."