Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"... Şüphesiz, vicdanımızın vahşi ormanlarına sinen ejderhaları, canavarları tanımalıyız; içimizde gizlenen ve pusu kuran müthiş ihtimallere cesaretle bakmalıyız; bunları şuurumuzun aynasında pervasızca seyrederek hem kendimize hem de başkalarına göstermeliyiz; ben de senin bu itiraflarını ve samimiyetini beğenmiyorum. Şüphesiz, insan, bütün hayvan nevilerinin seciyelerini kendinde toplamış bir mahlûktur, bir behime yekûnudur: Kaplan gibi yırtıcı, tilki gibi kurnaz, geyik gibi ürkek, arslan gibi cesur, köpek gibi sadık ve kedi gibi nankörüz... Fakat bu vahşet imkânlarını beşerî seciyemizin çelikten kafesleri içinde hapsettiğimiz için insanız ve boğa yılanından farkımız budur. Tırnaklarımızı ya kesiyoruz, yâhut cilâlı maddelerle parlatıyor ve güzelleştirmeğe çalışıyoruz, yani tırnağımızın çıplaklığını gideriyoruz. Pirandelli bundan bahsetmiyor; halbuki manikür en çirkin tarafımızla mücadelemizdir ve ellerimizde gizlenen vahşî pençeye insanî bir şekil vermek içindir. Sevdiklerimizi öldürüyoruz, çünkü onlar da bizi öldürüyorlar; fakat darbelerimizi insanca vurarak, açtığımız yaraları namütenahi şefkatimizle iyi etmeğe çalışarak ve tekrar yaralıyarak, sevdiklerimizi hazla keserek güzel tezadını tattırarak öldürüyor ve ölüyoruz. Yaşamak, yaralamak ve yaralanmaktır; fakat, insanca... Bizim tiynetimiz, ruhumuzun hayvan ve Allah'a giden iki yolunun köşesinde mündemiçtir. "Ne melek, ne hayvan!", "Hem melek, hem hayvan!". Bununla beraber yüzümüz meleğe doğrudur, gayemiz Allah'a doğrudur. Fakat bu bir gaye değil, mânevi teşekkülümüzün kendi kendine aldığı bir veçhedir, bizatihi bir gidiştir..."
Sayfa 185Kitabı okudu
Niçin ölümden bu kadar korkuyorsunuz?.. Ölüm bugünkünden daha çok yaşamak demektir; ölüm ilelebet ve bin bir şekilde yaşamak demektir. Düşün ki şimdi bu vücudun dağılıp sen artık yaşamadığını zannettiğin zaman hepimizden, bütün yaşayanlardan çok bir hayata malik olacaksın... Mesela bir uzvun iri bir kayada yosun halinde yeşerirken diğer bir uzvun bir damla yağmur suyu halinde uzak bir denize dökülecek... Bir parçan eskicinin tamir ettiği kunduraya kösele olarak çivilenirken diğer bir parçan bir mandarinin sofrasındaki nefis çay takımını teşkil edecek. Namütenahi şekillerde yaşayacaksın delikanlı ve namütenahi zamanlarda yaşayacaksın. Yalnız şimdiki hayatından bunun ufak bir farkı olacak: O zaman yaşadığını bilmeyeceksin, sende mevcudiyetinin şuuru olmayacak... Fakat ne ehemmiyeti var? Esas mesele yaşadığını bilmek değil yaşamaktır. Ve sana yaşayacaksın diyorum... Niçin üzülüp duruyorsun öleceğim diye?..
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Kanaatince bu iki kadından biri hastalık, öteki de hastalığın zararlarına mani olan zehirli bir ilaçtı; birincisi var oldukça ikincisinin yokluğu faydalı olmak şöyle dursun, namütenahi zararlar doğurabilirdi. Binaenaleyh, yok edilecekse ikisi birden yok edilmeliydi.
Sayfa 246Kitabı okudu
800 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
İkinci kitap Ateşle Oynayan Kız'ı yorumlarken bu üçüncüyü okumamayı düşündüğümü ifade etmiştim. Gökhan Demiray kardeşimin uyarısı üzerine okudum. Kendisine buradan teşekkür etmek isterim. Üçlemenin bileşkesinden, bilhassa bu kitap dan aldığım mesajları birazdan açıklamaya çalışacağım. Tabii bunun bir kurgu roman olduğunu, polisiye kitap
Arı Kovanına Çomak Sokan Kız
Arı Kovanına Çomak Sokan KızStieg Larsson · Pegasus Yayınları · 20135,4bin okunma
Fakat atasözlerinin yarısı, diğer yarısını yalanlar. Çünkü aslında her biri yalnızca belli durumlarda geçerlidir. Edebiyat mırıltının ve naranın yerini tayin eder. Onlara ayar çeker. Eşya, kelimeler karşısında savunmasız, dirençsizdir. Zihnimizi edebiyat dekore eder. Kalbimiz ile beynimiz arasında işlek kanallar, tüneller, koridorlar açar. Ahlaki
''Nihayet anlamağa başlıyoruz ki her sistem, ölü bir kalıptır, statiktir, çünkü mantığımızın mahsulüdür. Sayısız değişmeleriyle, göz karartıcı hızıyla, tamamıyla dinamik olan bir mahiyeti, yani hayatı biz ancak sezişimizle takip ve bilgimizle izah edebiliriz; ona yol gösteremeyiz. ilim bugünü anlar, yarını keşfedemez. Böyle bir iddiası da yoktur. Her sistem, gülünç bir kehanettir. Nazariye kurmaktan geçelim. Yalnız müşahede. Hayatın namütenahi değişmelerine intibaktan bizi meneden kaskatı sistemlerin hepsi yıkılıyor: Marksizmle bugünkü Rusya'daki rejim arasında ne uçurum! "Sermaye" muharriri sağ olsaydı Sovyetlerin can düşmanı kesilirdi.''
Reklam
#umut #gece#vazgeçtim
Vazgeç bu gönlünü oyan dünyalıklardan,nasılda kanatıyor içini!..!ahh'ların, acıların duyuluyor gökyüzünden..oysa sen seçilmişsin,biriciksin, özelsin Rabbinin katında,farkında mısın!..seni sevdiğinden var etti.. Seni sevdiğinden yeri geldi acılar yükledi kalbine,ilk acıda kimin limanına sığınırsın, ilk mutluluğununu kiminle paylaşırsın!'..enn enn sevdiğinle,en güvendiğinle değilmi!' Sıtkın sıyrıldı bu dünyanın halden anlamaz tavırlarından, yok yok müsade etme ruhuna darbe vuranlara!.!' Herşey sana bir'i fısıldıyor Herşey sana bir'i anlatıyor, Nihayetsiz bir davete çağrılmışsın,terettütlerinin hepsini at kalbinden ve sarıl sarmala ruhunu Rahmanla En güzele komşu olmak ümidiyle sevgiyle sarılıyoruz emirlerine!' Bak' Bir seccadenin sıcaklığında eriyecek bütün kaygıların, Çok çok uzak gördüğün arzuların şah damarın kadar yakın olacak ..en güzelide Rabbim ruhuna seni sevdiğini söyleyecek! İşte aradığın mutluluk (: İşte huzur daha ne ola!' Söz yeterli kalmaz seni sevmelere Seni sevmeler bitmezz bilirim eyy Rabbim!' Namütenahi sıcaklığına sarıldım P ı n a r....
325 syf.
·
Puan vermedi
Okumaktan haz aldığım,naif uslûplu yazarlardan biri..anlıyorum ki bu dünyada sonsuz sevgi ihtiyacımızı ancak ve ancak sonsuz seven rabbimiz karşılayabilir İnsan nefsani sevince yorulabilir ama sevmeler Allah içinse yorgunluk kelimesi lügatinizde olmaz,harikulâde bir kitap. Rabbim namütenahi sevmelerin niyetiyle liyakat nasip etsin!'
Aynalar Koridorunda Aşk
Aynalar Koridorunda AşkMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 20193,470 okunma
Niçin ölümden bu kadar korkuyorsunuz?.. Ölüm bugünkünden daha çok yaşamak demektir; ölüm ilelebet ve bin bir şekilde yaşamak demektir. Düşün ki şimdi bu vücudun dağılıp sen artık yaşamadığını zannettiğin zaman hepimizden, bütün yaşayanlardan çok bir hayata malik olacaksın... Mesela bir uzvun iri bir kayada yosun halinde yeşerirken diğer bir uzvun bir damla yağmur suyu halinde uzak bir denize dökülecek... Bir parçan eskicinin tamir ettiği kunduraya kösele olarak çivilenirken diğer bir parçan bir mandarinin sofrasındaki nefis çay takımını teşkil edecek. Namütenahi şekillerde yaşayacaksın delikanlı ve namütenahi zamanlarda yaşayacaksın. Yalnız şimdiki hayatından bunun ufak bir farkı olacak: O zaman yaşadığını bilmeyeceksin, sende mevcudiyetinin şuuru olmayacak... Fakat ne ehemmiyeti var? Esas mesele yaşadığını bilmek değil yaşamaktır. Ve sana yaşayacaksın diyorum... Niçin üzülüp duruyorsun öleceğim diye?.. Kağnı - Ses - Esirler, Sabahattin Ali (Esirler)
Düşün,hiç bir hayalin yontamayacağı kadar sivri, namütenahi sivri bir pergel ucuyla masa arasında namütenahi hızlı bir darbenin bile zıpkınına takamadığı zaman.pergel yere devrilmiş ve zaman yine uçmuş, geçmiş, düşmüştür.
Sayfa 38 - Büyük Doğu Yayınları
Reklam
Bir sahile varacak günlerimiz.. Günler ki namütenahi ıstırap. Kalmayacak bugünkü hasta, harap Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz. Şekillenecek ruhu çeken kutup: Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar Kısa bir ânın ötesinde bahar. İşte o dem ki bir ömrü unutup Açacağız nurdan kapılarını Bugün vadedilen cennetimizin. En güzel, en son memleketimizin Bulacağız ışıktan pınarını. Gün vuracak baktığımız her yüze Ve kızlar, kucaklarında çiçekler, Ebedi baharı getirecekler Bu yeniden başlayan ömrümüze.
Sayfa 167 - Uzun Bir Istırabın Sonunda ve Bir Saadet Anında Gelecek Ölümün Türküsü
Aşk: Bir varlığı tutkuyla ve namütenahi bir özlemle sevme. Ayakları yerden kesen, dizierin bağını çözen, karında kelebekler uçuşturan, yüreği yerinden söken, aklı baştan alan tarifsiz bir sevda. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Şiddetli ve yakıcı sevgi manasındaki ışk kelimesinden evrilmiştir.
Sayfa 238
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.