"Namaz mı kılıyor? Çok güzel! İnsan inanır ya da inanmaz; kendi bileceği iş! İnsan özgürdür... Yaptığı her şeyden kendisi sorumludur; inanmaktan, inanmamaktan, sevmekten, aklı başında davranmaktan hep kendisi sorumludur... İşte bu yüzden de özgürdür! İnsan, işte gerçek bu! Peki insan nedir? Ne yalnızca sen ne ben ne de onlar...hayır! Sen, ben, onlar, ihtiyar Luka, Napoleon, Muhammed... Hepimiz biriz! Anlıyor musun? Muazzam bir şeydir insan! Tüm başlangıçlar ve sonlar ondadır... Her şey insandadır; her şey insan içindir! Gerçek olan yalnızca insandır; geri kalan her şey onun ellerinde ya da beyninde oluşur! İn-san! Öyle görkemli, öyle mağrur bir tınlaması var ki bu sözcüğün! İn-san! Saygı duymalı insana! Acımamalı...küçültmemeli insanı acıma duygusuyla... Saygı duymalı! ... Güzel şey insan olduğunu hissetmek!"
Sayfa 117Kitabı okudu
Kadın!
Tarihte kadının yeri ve önemi... Geç tarihi! Görüyoruz şuan verilen değeri! Ve bizim için şuan önemli! Her insan inandığına göre değer verir insana! Uzun zamandır toplumumuzda yer alan Kadın'a yönelik olumsuzluk içeren her türlü eylem neden sorusunu akıllarımıza ve vicdanlarımıza bir ok gibi sapladığının düşüncesindeyim. Sadece ülkemizde
Reklam
152 syf.
·
Not rated
·
Read in 31 hours
Uzun zamandır merak ettiğim kitaplardan biri olan Hayvan Çiftliği'ni bir solukta okudum. Kitap çok etkileyici, su gibi okunuyor. Ne ara bitti anlamıyorsunuz bile. Orwell'ın kalemi ile tanışmak için iyi bir başlangıç kitabı. Konusu malum; bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerine eziyet eden, onları köle gibi kullanan insanlardan kurtulup
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020248k okunma
Sonra bilgiç bir tavırla, ''Kızım,'' dedi, ''kadının olduğu yerde dayak da vardır. Napoleon söylemiş bu sözü galiba.... Tuzlu suyla yıkan. Bu gibi çürüklere tuzlu su çok iyi gelir. Bu gidişle daha çok dayak yiyeceksin sen ; ama kolun, bacağın kırılmadıkça yakınmaya kalkışma sakın...
Sayfa 283 - Yason - 2016Kitabı okudu
Hem ayrıca, bu dünyada bir zamanlar bir Rembrandt'ın, bir Beethoven'in, bir Dante'nin, bir Napoléon'un yaşadığı hakkında en ufak bilgisi bulunmayan birinin kendini büyük bir insan sayması son derece kolay değil midir?
Sütlerin nereye gittiği çok geçmeden anlaşıldı.Sütler her gün domuzların lapasına karıştırılıyordu. Elmalar artık olgunlaşmaya yüz tutmuşlardı;meyve bahçesinin çimenleri rüzgârla dökülen elmalarla kaplıydı. Hayvanlar, doğal olarak, elmaların eşit bir biçimde paylaşılacağını umuyorlardı; oysa bir gün ağaçlardan dökülen tüm elmaların toplanması ve
Reklam
Balzac
Balzac aslında dehasını her biçimde ortaya koyabilecek o büyük dehalardandır; ikinci bir Mirabeau, bir Talleyrand,ikinci bir Napoléon, büyük bir dolandırıcı, bütün resim tüccarlarının kralı, en usta spekülatör olabilecek güçtedir. Bu nedenle de gençliğinde, edebiyat konusunda özel bir yeteneği olduğunu hissetmemiştir, onu çok iyi tanıyan Gautier, belki de şunları söylemekte hiç haksız değildir: Aslında edebiyata yeteneği yoktu. Düşünceleri ile bunları ifade ettiği biçim arasında büyük bir uçurum vardı. Özellikle başlarda kendi bile bu uçurumu açma konusunda ümitsizdi. Edebiyat eserleri yaratmak onun için ne bir zorunluluktu ne de yüklendiği bir misyondu. Yazmayı sadece isteklerini gerçekleştirmek, para ve şöhret kazanıp dünyaya hakim olabilmek için değerlendirebileceği sayısız olanaktan biri olarak görüyordu. Önemli biri olmak istiyordu ve hedefine elektrikten daha güçlü olan enerjisini durmaksızın dışa vurarak ulaştı.
Sayfa 161Kitabı okudu
Bu dünyada bir zamanlar bir Rembrandt'ın, Beethoven'in, bir Dante'nin, bir Napoleon'un yaşadığı hakkında en ufak bilgisi bulunmayan birinin kendini büyük bir insan sayması son derece kolay değil midir?
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hala bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı. Hala geyiklerin iskeletleriyle kırık koyun kemiklerini birbirine sürter, çakmaktaşı verip koyun derisi ya da gelişmemiş zevkimizi hangi basit süs eşyası tatmin edecekse onu alırdık... Çar ve Kayzer ne taç giyerler ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoleon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi. Bu da çoğunlukla kadınların erkeklere gerekli olduğunu kısmen de olsa açıklamaya yarıyor. Ayrıca erkeklerin, kadının eleştirisi karşısında ne kadar tedirgin olduklarını, aynı eleştiriyi yapan bir erkeğin verebileceğinden daha fazla acı vermeden, erkeği daha çok öfkelendirmeden kadının, bu kitap kötü, şu resim zayıf filan demesinin nasıl olanaksız olduğunu da açıklamaya yarıyor. Çünkü eğer kadın gerçeği söylemeye başlarsa aynadaki görüntü büzülür; erkek hayata uyum sağlayamaz olur.
Sayfa 41 - Kırmızı kedi yay.
Başarıya ancak kendinize güveniyor ve sarsılmaz bir inanca sahipseniz ulaşabilirsiniz. Bu inanç olmadan hiçbir şey icat edilmemiştir. Hiçbir servet kazanılmamış, hiçbir uzak kıta keşfedilmemiştir.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.