Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: "Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum."
835 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 24 hours
Aslında Anita Blake kitapları hakkında yorum yapmak istemiyordum pek. Çünkü yorumun kitap için değil seri için olacağını biliyordum. Böyle serilerde kitabı seriden bağımsız değerlendirmekte zorlanıyorum. Yine de bu kitaba yazmak istedim. Son iki kitaptan sonra onuncu kitabı çok daha iyi buldum çünkü. Her ne kadar cinselliğin çok ön planda olması nedeniyle eleştirilse de kurgusu çok daha sağlam, çok daha akıcı bir hikaye olmuş. Seri ilerledikçe tekrar da artmış haliyle. Okurken bırak şunların kara kaşını kara gözünü anlatmayı da olaya gel dediğim çok yer oldu. Ama benim gibi kitapları üst üste okumayan insanlar için faydalı olacaktır. Kitabın hızlı bir temposu ardı. Hatta ben yoruldum artık karakterler adına. Seriye ve bu tarza alışık olmayan okurlar için de daha da yorucu olduğunu gördüm çevremden. Ama bence romanın en çekici yanı da bu zaten. Bu seriyi insanlara sevdiren şeyin edebi özelliklerinden çok karakterleri olduğunu düşünüyorum. En azından benim için öyle. Ve çok az yazar olayları böylesine canlı bir şekilde anlatabilir diye düşünüyorum. Diğer kitaplardan farklı olarak bir çok karakterin büyük değişimler geçirdiğini gördüm. Ben sevdim gerçi. Çok yerde Anita kaçmayı bırak bahane arama sen böyle biri değilsin demek istememe rağmen. Richard da beni tam anlamıyla çıldırttı. Gerçi ilk ortaya çıktığı andan beri mızmız halleri beni sinir ederdi ama artık iyice gıcık oldum. Seriyi de bu onuncu kitabı da bu türü sevenlere tavsiye ederim. Ben Zincirlenmiş Narkisos'u diğerlerine göre daha bir sevdim. Özellikle sekiz ve dokuza göre. Çok daha akıcı, çok daha sert, kurgusu çok daha sağlamdı.
Zincirlenmiş Narkissos
Zincirlenmiş NarkissosLaurell K. Hamilton · Artemis Yayınları · 2010138 okunma
Reklam
İsteyerek
Bunu isteyerek yapmazsın ve bunu sevdiklerini üzmek için de yapmazsın. İşler bazen o yöne kayar.
Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğuldu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş.
Mürit
"Narkissos güzel miydi?" dedi havuz. "Bunu senden daha iyi kim bilebilir?" diye karşılık verdi Dağ Perileri. "Bizim yanımızdan geçip gider, sana varmak isterdi, kıyında oturup sana bakar, sularının aynasında kendi yansımasına bakardı." Havuz cevap verdi: "Ama ben Narkissos'u, kıyımda oturup bana bakarken gözlerinde kendi güzelliğimin yansımasını gördüğüm için sevmiştim."
Sayfa 255 - İnsan KitapKitabı okudu
-Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç farketmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum. "İşte çok güzel bir hikaye" dedi Simyacı.
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
BİR KERVANCININ GETİRDİĞİ KİTABI ELİNE aldı Simyacı. Kapağı yoktu kitabın, ama gene de yazarının kim olduğunu anladı; Oscar Wilde’dı yazar. Kitabın sayfalarını karıştırırken, Narkissos’u arılatan bir öyküye rastladı. Narkissos’un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş. Ama kendi yazdığı öyküyü böyle bitirmiyordu Oscar Wilde. Tatlı SU gölünün kıyısına gelen orman tanrıçaları Oreas’ların onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu Oscar Wilde. - Neden ağlıyorsun? diye sormuş Oreas’lar. - Narkissos için ağlıyorum’ diye yanıtlamış göl. - Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından. - Narkissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl. - Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık vermiş iyice şaşıran Oreas’lar. Her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu! Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: Narkissos için ağlıyorum.. ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum. - İşte çok güzel hir hikâye, dedi Simyacı.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208.1k okunma
Nergis
"Nergisin Grekçe adı Narkissos, Latincesi ise Narcissus. Çiçek olmadan önce nehir tanrısı Kephisos'un güzel mi güzel, yakışıklı mı yakışıklı oğlu imiş. Bundan ötürü de büyüklenir, kendine aşık olanlarla alay edermiş. Bu kadar böbür cezasız kalmayacak elbet. Bu güzel delikanlı günün birinde durgun bir suyun aynasında kendi yüzünü görüp aşık olmuş. Gözünü sudan alamamış. Dış dünyadan kopmuş, yemeden içmeden kesilmiş. Bu yüzden ölüp gitmiş. Kişiliği de, adı nergis dediğimiz çiçeğe geçmiş. Ovidius böyle söylüyor. Biz onun yalancısıyız."
Sayfa 132 - YKY
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.