NARKİSSOS ve MEVLANA
Antikçağ Grek mitolojisinde Narkissos, sudaki kendi görüntüsüne aşık olmuştu, o kadar ki su bile içememiş yavaş yavaş eriyip nergis çiçeğine dönüşmüştü. Mevlana Mesnevi'de adeta Narkissos efsanesine gönderme yapiyor: Aşık olmayan biri ırmaktan su içerken, suda sadece kendi yansımasını görür. Aşık olan ise suda Allah'i seyreder. (Eva de Vitray-Meyerovitch, Hz. Mevlana ve islam Tasavvufu (Rumi Ve Sufizm) çev., Prof. Dr. Mehmet Aydin, 2012, Konya il Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınlari, s. 154 vd) Görsel: Yapay zeka ile John William Waterhouse'un tablosuna ek yapilmiş.
Narsist kavramının doğduğu hikayeymiş :O
Eski Yunan efsanesine göre, bir zamanlar Narkissos isim­li yakışıklı bir genç adam yaşardı. Bu adam öyle güzeldi ki, kadın erkek, onu gören herkes ilk bakışta ümitsizce ona aşık olurdu. Bir gün Narkissos bir gölün kıyısında otururken, suda çok zarif bir genç adamın yansımasını gördü. Kendi kendisine bakmakta olduğundan bihaber, kendi yansımasına öyle bir kapıldı ki, yemeden, içmeden, uykudan kesildi. Bulunduğu yerden bir adım bile atamayan Narkissos, berrak suda parıldayan oğlandan gözlerini alamadan ölüp gitti. Bugün nergis adını verdiğimiz beyaz çiçeğin, onun öldüğü noktada açtı­ğı söylenir.
Reklam
Narkissos'un, kendi güzelliğinş her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş.
Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş. Ama kendi yazdığı öyküyü böyle bitirmiyordu Oscar Wilde. Tatlı su gölünün kıyısına gelen orman perileri Oryasların onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu Oscar Wilde. "Neden ağlıyorsun?" diye sormuş Oryaslar. "Narkissos için ağlıyorum?" diye yanıtlamış göl. "Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman perileri. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından. "Narkissos yakışıklı bir genç miydi?" diye sormuş göl. "Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki?" diye karşılık vermiş iyice şaşıran Oryaslar. "Her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu!" Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: "Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum." "İşte çok güzel bir hikâye," dedi Simyacı.
Mitolojinin Derinlikleri
Efsaneye göre İzmir Karaburun'da yaşayan Narkissos o kadar yakışıklıydı ki onu gören tüm kızlar ona aşık olurdu.Narkissos bir gün ormanda dolaşırken Echo adındaki bir peri onu görür ve ona aşık olur.Echo Narkissos'la konuşmaya çalışır ama Narkissos kibirli bir şekilde onun aşkını reddeder.Narkissos'u aklından çıkaramayan Echo karşılıksız aşkına dayanamaz ve ölür.Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara,sesi ise bu kayalarda oluşan "eko"dediğimiz yankılara dönüşür.Ölmeden önce son dileği Narkissos'unda karşılıksız bir aşka tutulması olur.Tanrılar Echo'nun dileğini kabul ederler ve Narkissos bir gün ormanda dolaşırken şu içmek için bir ırmağa eğilir.Ne yazık ki ırmağın içindeki yansımasına aşık olur ve ırmağın başında çaresizce bekleyerek ölene dek kendini seyreder.Olduğu yerde kendi yansımasına bakarak can verir.Ölen bedeni bir çiçeğe dönüşür ve bu çiçeğe"Nergis" denir.
Narkissos, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlı,...günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe "nergis" adı verilmiş.
Reklam
Narkissos adındaki bir genç varmış o kadar yakışıklıymış ki orman tanrıçaları hep peşinden koşuyormuş. Lakin Narkissos hiç birine yüz vermiyormuş. Çünkü kendi güzelliğinin farkında bile değil. Bir gün narkissos gölün kenarına geçmiş ve orada kendi güzelliğini fark etmiş bir gün yine böyle kendi güzelliğini seyretmek için gölde kendi güzelliğini seyretmiş seyrederken göle düşmüş ve boğularak ölmüş öldüğü yerde çiçek açmış bu çiçeğe nergis ismi verilmiş. Orman tanrıçaları gölün acı bir gözyaşı kavanozuna dönüşmüş bir biçimde görmüş göl sürekli ağlıyormuş. Orman tanrıçaları sormuş neden ağlıyorsun biz narkissosun güzelliğini seyretmek için peşinde hep dolanıp dururduk .Oysa sen bütün gün narkissosu izler dururdun Göl demiş ki : Narkissos çok yakışıklı bir genç miydi? Diye sormuş. Narkisoss için ağlıyorum. Çünkü bana eğildiğinde kendi güzelliğimin yansımasını görüyordum onun güzelliğini değil, Narkisssos için ağlıyorum. #simyacı #
Nergis çiçeği
'Bir kervancının getirdiği kitabı eline aldı Simyacı Kapağı yoktu kitabın, ama gene de yazarının kim olduğu nu anladı: Oscar Wilde'dı yazar. Kitabın sayfalarını karış tarırken Narkissos'u anlatan bir öyküye rastladı. Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsü ne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş. Ama kendi yazdığı öyküyü böyle bitirmiyordu Oscar Wilde Tatlı su gölünün kıyısına gelen orman perileri Oryasların onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu Oscar Wilde. "Neden ağlıyorsun?" diye sormuş Oryaslar. "Narkissos için ağlıyorum?" diye yanıtlamış göl. "Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman perileri. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından." "Narkissos yakışıklı bir genç miydi?" diye sormuş "Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki?" diye kanal vermiş iyice şaşıran Oryaslar. "Her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu!" Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş "Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı oldu ğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerin de kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum." "İşte çok güzel bir hikâye," dedi Simyacı."
Bir kervancının getirdiği kitabı eline aldı Simyacı. Kapağı yoktu kitabın, ama gene de yazarının kim olduğunu anladı: Oscar Wilde'dı yazar. Kitabın sayfalarını karıştırırken Narkissos'u anlatan bir öyküye rastladı. Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş.
Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş.
Reklam
Nergis çiçeği ve Narsisizm'in Mitolojik Hikayesi
Narkissos, Yunan mitolojisinde bir kahramandır. Bir su birikintisinde kendi yüzünü görür, kendisini seyretmeye dalar ve suda gördüğü bu yansımaya Aşık olur. Güzelliğini izlerken tüm hislerini kaybeden Narkissos, suyun başında hayata gözlerini yumar ve olduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe dönüşür. Narkissos'un dönüştüğü bu çiçek nergis çiçegidir. Narsisizm ve narsist terimleri de kaynağını onun adından almaktadırlar.
Narsist Narkissos.
Nergis adında güzel bir genç varmış. O kadar yakışıklıymış ki onu gören bütün kadınlar aşık oluyorlarmış. Günün birinde bir nehrin kenarına oturmuş ve kendi yansımasını izlemeye başlamış. Kendine bakmaya doyamıyormuş. Kendi güzelliğine öyle kapılmış ki orada günlerce, haftalarca sürekli kendine bakmış. Ta ki o nehrin kenarında ölüp de şimdi kendisine nergis dediğimiz çiçeğe dönüşünceye kadar.
Narkissos'un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş.
Nergis
Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş: "Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum."
Sayfa 14 - Can, Haziran 2020Kitabı okudu