Bir kimse: "Bu dünyanın en olağanüstü insanıyım, en temiz, en akıllı, en çalışkan ve herkesten daha kültürlüyüm. Kısaca ben dünyada yaşayan bütün şeylerden üstünüm" derse, onu dinleyen herkes "deli herhalde bu adam" diye düşünecektir. Ama aynı şeyi ulusuna yansıtarak tekrarlarsa, bu kez herkes onun düşüncesine katılmaya başlar. "Benim halkım en güçlü, en kültürlü, en yetenekli ve en barışsever halktır" diyen birine kimse " deli" diye bakmaz, tam tersi milliyetçi bir vatandaş olarak değerlendirir onu.
Sayfa 82 - Arıtan Yayınevi Çeviren: Aydın Arıtan 3.baskı
"Bir kitap her şeyi altüst etmelidir. Okuru, okumadan evvelki halinde bırakan bir kitap, başarısız bir kitaptır."
-Cioran-
Sevgi ve Şiddetin Kaynağı, okuru altüst eden kitaplardan birisi. Okuru, okumadan evvelki halinde bırakmayan, kitap bittiğinde okuyana cevaplar yerine sorular bırakan başarılı bir kitap.
Kitap, sevgi ve şiddetin
Klasik Yunan ve Roma mitolojisi, Batı dünyasının hatta daha da ötesinin tarihine, inancına, edebiyatına, kültürüne, hayata bakış açısına ve yaşam biçimine yön verecek kadar nüfuz etmiştir, tabiri caizse antik dünyayı ve modern dünyamızı şekillendirmiştir, günlük hayatımızın birçok yerini de etkilemeye devam etmektedir. Bu incelememde dilim
"Narsistlik kişilik yapısı, gücünü kendi benliğinden değil başkalarının gözünde gördüğü hayranlık dolu bakışlarından alır. Sanılanın aksine narsist kişi kendini seven değil kendinden nefret edendir."
Öncelikle baskı azizliğine uğradığımı sonradan öğrendiğimi belirtmek için bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabı Tutku Yayınları'ndan
Organik bir acı ve huzursuzluk yüzünden ıstırap çekmekte olan bir insanın dışsal dünyada bulunan şeylere yönelik ilgisini, o şeyler kendi acısı ile ilişkili olmadıkları müddetçe kaybettiği evrensel olarak bilinen ve bizim de tabii olarak kabul ettiğimiz bir gerçektir. Daha yakından yapılan gözlemler de bize bu kişilerin aynı zamanda sevgi objelerine yönelik libidinal ilgilerini yitirdiklerini de öğretmiştir. Kişi acı çektiği müddetçe sevmeyi bir kenara bırakmaktadır..
Çeşitli çalışmalar 1970'lerin sonundan bu yana gençlerde bencillik ve narsisizm düzeylerinde artış olduğunu ve 2000'den sonra iyice yükselişe geçtiğini gösteriyor. Bu yükselme kısmen teknoloji ve internet kaynaklı olabilir. İnsanlar sosyal etkileşime daha az zaman ayırırken çevrimiçi sosyalleşmeye daha fazla zaman harcıyorlar, böylece empati ve sosyal yetenekleri geliştirmek gittikçe zorlaşıyor. Diğer yetenekler gibi empati de ilginin niteliğinden gelir. Eğer sürekli olarak akıllı telefonunuza bakarak dikkatinizi dağıtıyorsanız, başkalarının duygu ve perspektifleri ni anlamada ayaklarınız yere sağlam basamaz. Durmadan kendi içinize çekilirsiniz, sosyal etkileşimin yüzeyinde dolaşırsınız ama gerçekten ilgi duyamazsınız. Kalabalıkların arasında bile temelde yalnız olursunuz.
︎ 𒊹︎︎︎İnsanların işlevi özgüvensizliklerinizle bağ kurmak değil, onları dinginleştirmektir.︎𒊹︎︎︎
Sayfa 68 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okuyor
İnsan eğilimlerinin en kötü ve en tehlikeli temelini oluşturan üç olguyu belirteceğim; bunlar, ölüm sevgisi, hastalıklı narsisizm ve birlikte yaşayan insanlar arasındaki kandaşla cinsel ilişki saplantısıdır.
Yalnızlık ve yalıtılmışlığın giderek arttığı bir toplumda yaşıyoruz. Narsisizm ve egoizm bunu daha da vahimleştiriyor. Artan rekabet, azalan dayanışma ve empati de insanları yalnızlaştırıyor.
Yoksa narsisizm insanın içine çok köklü bir biçimde yerleşmiştir de Freud’un düşündüğü gibi insan bu “narsisist özünden” hiçbir zaman kurtulamayacak mıdır? Narsisist çılgınlığı kendisini yıkıma götürmeden insanın tümüyle insan olabilme olanağını yakalama umudu var mıdır?
Psikanalist Dr. Dan Kiley 1983 yılında yazdığı bu kitapta ilk kez, hiç büyümeyen erkekler için Peter Pan Sendromu tanımını yapmış ve bu sendromun görüldüğü erkekleri ise PPS kurbanı olarak adlandırmıştır. Kitap teknik tanımlar ile okuyucuyu yormadığı gibi yazarın kendi vakalarından fazlaca örnek içerdiği için de oldukça kolay anlaşılır