Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
Size neden ve nasıl âşık oldum bilmiyorum. Belki de güzel bile değilsiniz. İnanır mısınız, yüzünüzün nasıl oluğunu bile bilmiyorum. Büyük ihtimalle kötü bir kalbiniz var ve öyle çok zeki olduğunuzu da düşünmüyorum...
... "Öyle, öyle!" diyen Nietzsche ısrarlıydı. "Daha derinlere bakarsanız, bu arzunun da tüm diğer insanlardan daha üstün olma arzusu olduğunu görürsünüz. 'Âşık', 'seven' kişi değildir; aslında o, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmayı amaçlar. Bütün isteği, tüm dünyayı o değerli malından soyutlamaktır. Altınları
“Şimdi benim şerefimi kirlettin” dedi. Herkesten önce önce annesi rezil etti. Köyde Mari’nin döndüğü duyulunca, herkes onu görmeye koştu, bütün köy halkı kocakarının kulübesinde toplanmıştı. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, kızlar, hepsi de görmeye can atan, aceleci bir kalabalık hâlinde toplanmışlardı. Mari aç, perişan bir hâlde yerde, kocakarının
SUÇLAYARAK BİR YERE VARAMAZSINIZ
Hayatınızdaki kişinin sizi terk edeceğini düşünürseniz, gün gelir,
sizi terk eder. "Bak gör, bu da diğer ilişkiler gibi..." derseniz, günün sonunda bu da diğer ilişkiler gibi çıkar. Kendinizi medyum gibi hissedersiniz ama medyum değilsiniz, sadece olumsuzu çağırıyorsunuz. Birinin sizi terk edeceğini