352 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Fazla abartılmış bir kitap. Size ne katar? Saçma sapan bir hikaye. Ne edebi bir değeri, ne de psikolojik bir yönü var. Terapi süreci gibi değil de sanki altın günü rahatlığıyla, "bak bu bunla sevgili, o onu aman nasıl seviyor" anlatımı beni çok rahatsız etti. Ayrıca insanları okumuş, cahil sınıflandırmasını bu doktor hanımefendiye yakıştıramadım. Eşini kaybettiği için aşk ve aile konularına daha yakın olduğu belli ama Türk toplumundaki başka acıları çok iyi anlayıp, aktardığını da düşünmüyorum. Birbiriyle çelişen ifadeler ve kurgu olduğu bariz olan olaylar barındırıyor. Aslında yazarın birkaç konuşmasını dinleyip beğenmiştim. Kitapta bu beğendiğim yerler sık sık tekrar edilmiş. Kadın kitap yazmayı ve dizilerini izlemeyi çok seviyormuş ( romanları dizi konusu olmuş) Bunun için daha fazla olumsuz yorum yazmak istemiyorum. Okunur mu? vaktiniz çoksa veya saçma sapan birine aşık olduğunuzu hissediyorsanız deneyebilirsiniz.
Camdaki Kız
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,6bin okunma
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Başlarda kitap sizi pek içine almasa da okudukça ısınıyorsunuz. İlerledikçe açılan bir kitap ve kesinlikle okunması gereken bir klasik. Bir kişiye aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız ya ona gerçekten aşık değilseniz, sadece kafanızda yarattığınız kişiye aşıksanız. Gatsby karakteri o dönemdeki Amerikan hayatını yaşamını o kadar güzel yansıtıyor ki doğudan yetişmiş çok hırslı ve oldukça zeki bir genç kendi kendini geliştirip biraz da şansla batıda o çok istediği lüks ve şatafatlı hayatı kurarak Amerikan Rüyasını yaşamaya başlar oysa tek bir amacı vardır Daisy. Etrafınız ne kadar kalabalıksa aslında o kadar yalnızsınızdır. Gatsby bunun en büyük örneği. Mutlaka kitaba bir göz atın derim.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Doğu Batı Yayınları · 201721,2bin okunma
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Merhaba Bu gün @monayayınları yayınevinin kitabı #dahilerinyokartıkdedirtecekyönleri kitabı ile geldim. Kitapta bulunan 30 farklı başlık ile dahilerin hayatlarının bilinmeyen yok artık dediğimiz yönlerine konuk olduk. Nasıl bir takıntıları vardı, hayatları nasıl son buldu sadece isimlerini duyduğumuz hayatlarını ise bilmediğimiz dahiler neler
Dahilerin Yok Artık Dedirtecek Yönleri
Dahilerin Yok Artık Dedirtecek YönleriKatie Spalding · Mona Kitap · 20245 okunma
216 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çocukluktan birbirlerine aşık insan ve zamanın akışı ile farklı yollar seçmiş ve birbirinden beden olarak uzaklaşmışlar. Değişmişler ve farklı bambaşka insanlar olmuşlar. Ancak mektuplaşmaları devam etmektedir ve Pilar, çocukluktan itibaren sevdiği adamın bir papaz okulune girmek istediğini öğrenir, aynı zamanda konuşmalar yapmaktadır ve yakında bir konuşması vardır. Seneler sonra çocukluk aşkını gören ve onu dinleyen Pilar, çok farklı bir insanla karşılaşmıştır. Kendisini Tanrı'ya vermiş bir adam. İnancını kaybetmiş olan Pilar, bu adam ile bir yolculuğa çıkar ve bu yolcuklukta gerçek aşkı, sevgiyi keşfedecektir. İki insanın aşkından ziyade, Tanrı'nın kadın yüzünü keşfeden, dünya da Tanrı'yı gören bir adam ile kadının aşkı olacaktır. Coelho'dan okuduğum ilk kitap, yazar hakkında fazla bir bilgiye sahip değilim ancak çok güçlü bir anlatıma sahip değil buna rağmen okuyucuya hissettiriyor. Meryem Ana üzerinden, Ana Tanrıça inancına derin bir şekilde girilmiş ancak bu konuda iyi bilgiye önceden sahip olduğum için bu beni etkilemedi. Hikaye de bir erkek ve kadının aşkının, Tanrı aşkı ile nasıl daha büyük bir şeye dönüştüğünü ve insanın kendisini arama yolcuğu var. 'Öteki'nden kurtulup kendi özünü, kim olduğunu bulmak. Toplum içerisinde sana biçilen rolden kurtulup gerçek kimliğini keşfetmeye çalışan bir kadın. Okurken sizlerde kim olduğunuzu sorgulayacak ve öteki'nden uzaklaşmak isteyeceksiniz. Kitapla kalın, sağlıklı günler
Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım
Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum AğladımPaulo Coelho · Can Yayınları · 20198,9bin okunma
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ben Matt Haig hayranı olabilirim. Hatta oldum sanırım. Kurgusuyla, kurduğu cümlelerle beni kendine hayran bıraktırıyor. Kitabın tanıtımı pek ilgimi çekmemişti açıkçası. Dört yüz küsur yıldır yaşayan bir insan. Nasıl bir kurgusu olabilir diye pek hevesli başlamadım ama beni yanılttı. Kitabı elimden bırakamadım tüm gün. Ortaokuldayken okuduğum bir hikayeyi hatırlattı bana. Ölümsüz Aile hikayesi. Ölümsüzlük suyundan içen bir aile hiç yaşlanmıyordu, oğulları evleniyor çocukları yaşlanıp ölüyordu ama hiçbiri yaşlanmıyordu. Bu şekilde yaşamak ne korkunçtur diye düşünmüştüm o zamanlar. Buradaki hikaye de ona benzer ama bunlar ölümsüz değil. Sadece normal insanlara göre yavaş büyüyorlar. Dört yüz yıl yaşayan bir insan kırklı yaşlarında gibi görünüyor. Düşünsenize birini sevip evleniyorsunuz, aşık olduğunuz kişi yıldan yıla yaşlanıyor, çocuğunuz büyüyor ama size hiçbir şey olmuyor. İnsan zamana düşman olur. Yazar bu konuda çok iyi bir şeye cesaret etmiş, o insanın duygularını yazıya aktarmak pek kolay olmasa gerek. Kitap geçmiş gelecek şeklinde ilerliyor. Bazı olaylar daha sonra açığa kavuşuyor. Tom'un Rose ile olan aşkını okumak, kızını bulmak için her şeye boyun eğmesi ve yaşam umudunu kaybetmeyişi çok güzeldi. Sonu da pek şahane. Kim olduğunuzu umursamadan yanınızda olup sizi seven birini bulmak ne zor. Dört yüz yılda bir olsa da o şans sizi bulur:ddddd Neyse ne diyordum, zamanın şimdisini sevmeli ve boşlukları mutlu anlar ile doldurmalı. Yoksa çok hızlı geçiveriyor. Bizim yavaş büyüme gibi bir hastalığımız da yok, elimizde olanın kıymetini bilip de yaşayalım.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20227,1bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Hayatın kısa ya da uzun olması değil anlamlı yaşanmasına, otomatik pilotta giderek yaşanan bir ömürden, yaparken zamanın nasıl aktığını unuttuğunuz, bizi çok mutlu eden olağanüstu fakat küçük, gündelik şeyler, nüanslar, kişiler, olaylar, uğraşlar ile geçen anların toplami diyorlar hayata bazıları. Ben benimsediğim bu düşünceyi, katıldığım bir felsefe oturumunda ifade etmeye çalışmıştım, fakat anlaşılmamis, sanki anlatmaya çalışırken yaptığım benzetme ve örneklerin kendi yasantimdan hareketle öznel olduğu nedeniyle karşı çıkılarak cürütülmeye çalışılmıştı..Ben bu anlara örnek olarak "çocuğunuzun size ilk anne dediği an", "aşık olduğunuzu anladığınız an" "yağmur altında ıslanmanin tadını çıkardığınız an" gibi örnek verdigimde; "ben anne değilim dolayısıyla bir çocuğun bana anne demesinin hissini bilemem, hiç aşık olmadım, yağmuru da sevmem" demisti. Yani yasantisal örnek veriyor, sorgulama bilmiyorsun gibi. Belki de bilmiyorumdur. Evet hem bilmiyorum hem de ifade edemiyorum çoğu zaman. Ama ben bu düşünceye çok yakınım. Böyle olduğunu düşünüyor, okuyor, gozlemliyor, izliyorum, hissediyorum... Bu kitabı bunların üzerinden okuyor ve yine aynı görüşü destekliyorum: Hayat nefesimizi kesen zamanı unutturan mutlu ya da mutsuz olduğumuz anların toplamıdır. Zaman bu baglamda görecelidir. Insanalrin ölmeden önceki son zamanlarda "göz açıp kapayıncaya kadar geçti" diye ifade etmelerinin nedeni de sanırım, bu anlari çogaltamayip hayatlarını rölantide tüketiyor olmalarından kaynaklanıyor. Keşke gençler bilse, yaşlılar yapabilse...
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202246,2bin okunma
Reklam
Geri15
59 öğeden 51 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.