Bu ruhlar, ölümlü hayatlarında aşk denen tutku fırtınasının elinde nasıl oyuncak olmuşlar ve bir hazan yaprağı gibi hiçbir tepki gösteremeden oradan oraya savrulmuşlarsa, şimdi de, durup dinlenmek bilmeyen, şiddetini bir lahza kaybetmeyen cehennemi kasırganın önünde savrulmakta, bir anlık durmanın özleyişi içinde yanıp tutuşmaktadırlar.