Merhaba arkadaşlar sizlere güzel bir kitap yorumuyla geldim.
.
.
Aşk
Intikam
Tutku
Güç
Cesaret
Azim
Arzu
Hepsinin birleşiminden oluşan güzel bir kitap.
.
.
Karekterimiz tamer iş adamı.NewYork'ta yaşamını sürdürürken aşık oldugu kadın için istanbula döner.Ve yolu korhanla kesisir iş ortağı olur.
.
.
Tamer yakışıklı,ve çok güzel giden bir evliliği vardır.Kültürlü,başarılı biridir aynı zamanda.Yelda sunum için tamerin iş yerine gelir ve birbirlerinden etkilenir tabi aynı zamanda korhanda yeldadan etkilenir.
.
.
Ee peki bu denklem nasıl olucak sonu nasıl Ee orasınıda kitabı okuyup öğrenelim.
.
.
Bazı yerlerde +18 yerler vardı.Kitapta sanat ve tutku çok güzel verilmişti.+18 içeren sahneler kaliteli ve ucuz olmayan bir üslupta anlatılmıştı.Kitap akıcı ve sürükleyiciydi.
Son SiyahEvrim Duyal · Kerasus Yayınları · 202032 okunma
Duygular işte o gece doğdu. Onları nasıl adlandırabilirdim ki acaba? Aşk mı dersin, yoksa kalp çarpıntısı mı? Tatlı bir yankı olarak adlandırmak da çok saçma olurdu. Kıskançlıkla imrenmek arası karma karışık bir duygu. Sabırsızlık ve sonrasında da tutku.
Şimdi bile, hâlâ kendimi tedirgin hissediyorum.
aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi?
neydi çekip kendine, beni bağlayan.
kanatan dudağımı, tenimi dağlayan.
elleri ta içimde o dev miydi?
etime bir alev değmişçesine.
nasıl da yakardı öptüğü zaman.
bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan.
yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine.
hani o yalnız benim olan gül, kırmızı.
gözlerimin önünde açılan sonsuz
VAROLUŞSAL YALNIZLIK,
aşk karşısında zafer kazanabilir mi ?
kaybetmenin büyülü melankolisi daha mı etkili ?
kendini tüketmek,
hayata tahammül etmek için en iyi yol mu ?
hem çok güçlü , hem de bir o kadar kırılgan;
hem tutku dolu, hem de bir o kadar yorgun.
yalnızlıkla damgalanmışlık
herhangi bir insanla giderilmesi imkansız,
varoluşsal bir
Başlıkta oldukça kararsız olsam da ilk olarak 1909'da basıldığını öğrendiğim bu kitabı okumaya başlarkenki düşüncelerime tezat oluşturacak bir konu seçtim incelememe. Aslında konu kitabın sonlarına doğru bir anda zihnimde belirdi, resmen bağırdı demek daha doğru olur; "#fedakarlık"...
Başlık için "Eksik fazlalık" saçma
yıktı nâr-ı,
koca selviyi can boğazla.
bak - bak yıktı işte,
tohum sunayan diş mızrağını.
2
dışarda, deli azgın,
sarhoş düşlerin.
en derin uçurumlar aşağısında,
bocalanır, asırlar boyu.
3
bir kuşkudur gözlerin,
tükenmesi olmayan.
bir yanılgıdır kaderin,
dönüşü olmayan.
4
nasıl da öldü,
sende yaşamayı bekleyen?
ilk aşk, ilk tutku, ilk heyecan,
yandı, kül oldu acılardan.
Ozan Deniz Sarıtop
Tek tutkum görmekti. Görmek bilmek değil midir? Ah! Genç adam, bilmek yaşamın keyfini sezerek çıkarmak, maddenin özünü kavrayıp ona tam anlamıyla sahip olmak değil midir? Maddi bir mülkiyetten geriye ne kalır? Bir düşünce. Anlasanıza, düşüncesinde gerçekligin tüm işlerini taşıyarak, ruhunda mutluluğun kaynaklarıni, dünyevi kirlerden arınmış
Aşk şüphesiz mutluluk getirir. Ama unutulmamalıdır ki, sıkıntı da getirir. Aşk dediğin bir tutkudur, zamanın sildiği bir tutku. İlk günkü gibi kalanı, devam edeni çok azdır. Devam eden aşk bir piyango gibidir, nadir insanlara isabet eder.

🌺 Dünya Klasikleri arasında yerini alan ilk realist roman olan Madame Bovary, gerek Flaubert'in akıcı ve sade üslubuyla gerekse çevirmenin Nurullah Ataç ve Sabri Esat Siyavuşgil olmasından ötürü sayfalar elinizin altında çok hızlı akıp gidiyor.
🌺Tutku insanı bir defa esir aldı mı onun başını nasıl dönderir ve esir aldığı o insanı uçurumun kıyısında nasıl dans ettirir onu Emma karakteri üzerinden çok iyi yansıtmış yazar diyebilirim.
🌺Aşk, ihanet, tutku, sadakat ve daha nice duygunun bir arada verildiği Madam Bovary'i romanı aynı zamanda insanlığın değer yargılarını da sorgulamamızı da sağlar.
🌺Toplumsal ahlakın çöküşünü Emma karakteri üzerinden okura yansıtan yazar, "bir kişinin hayatı sadece onu alakadar eder." gibi yanlış bir ibareyi de romanda çok güzel bize anlatır. Kişinin yaşadıkları ve yaptıkları hem kendisini hemde çevresini etkiler.
🌺 Baştan sona severek okuyacağınız bir roman olacaktır. Okuyunuz, okutturunuz!
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 033,2bin okunma