304 syf.
10/10 puan verdi
İlk 9 bölümünde deneyimleye bileceğiniz fizik konularını alırken sonraki 5 bölümden uzay sarsıcı fiziğine maruz kalıyorsunuz. Son bölümde ise herkese hitap edecek ve bence herkesin görmesi gereken bir bakış açısını fark ediyorsunuz. Fizik. Madde ve enerji arasındaki etkileşimi inceleyen ve doğada gerçekleşen olaylarla ilgili mantıklı açıklamalar yapmaya çalışan uygulamalı ve evrenimizin nasıl işlediğini araştıran bilim dalıdır. Yani hayatımızda fark etmeden bizimle birlikte yaşayıp gider. Bu kitabı okuduğunuzda bunun farkına varacak. Hayatınızda bakış açınız genişletecektir. Fiziği en basit kavramlarla açıklayama çalışsa da bende bazen kopmalar oldu. Ondan dolayı sayısal zekanız iyi ise bölüm bölüm okumanızda fayda var. Sözel zekanız iyi ise bölümlerde konu parçalarını yavaş okumanızda daha randıman alacağınız düşünüyorum. Birde ingilizce seviyeniz iyi ise internette ders videolarını okuduktan sonra bakarsanız çok iyi özümserseniz.
Fizik Aşkına
Fizik AşkınaWalter Lewin · Metis Yayınları · 201264 okunma
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Reklam
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine orijinal dilinde, İngilizce olarak okudum ve daha sonra Türkçe çevirisini de inceleme imkânım oldu. Dile bu kadar vurgu yapmamın sebebi ise bütün kitabın esasında zekâ geriliği çeken ana karakterin tedavi amaçlı tuttuğu raporlardan oluşuyor olması. Yani kitabın ilk kısımlarında karşınızda henüz kelimeleri doğru düzgün yazmayı beceremeyen bir kahraman ve o'nun yaptığı bir sürü yazım yanlışı olacak. İşte tam da bu noktada yazarın ya da çevirmenin dil hâkimiyeti ve dili kullanışı oldukça önemli bir hâle geliyor. İngilizce versiyonunda dil tutarlı bir şekilde korunarak ve geliştirilerek hikâye devam ettirilmişti. Maalesef çevirisini iz sürecek kadar detaylı inceleyemedim ancak gördüğüm kadarıyla çeviride de gene aynı kaygı güdülerek yeterli özen ve gayret gösterilmişti. Kitapta Charlie Gordon'un zeki bir insan olma çabası gene kendi tuttuğu ilerleme raporlarıyla anlatılıyor. Karakterin değişiminin kendi iç dünyasına ve çevresine karşı olan etkileri inceleniyor. Gene bu değişimin yarattığı psikolojik durum ve sonuçlar da başarılı bir şekilde ele alınmış. Birçok yerde Charlie'yle beraber üzülüp, o'nunla beraber sevinmeniz muhtemel. Kitabın sonlarına yaklaştıkça hikâyenin nasıl sonlanacağına dair tahminleriniz kuvvetlense de sanıyorum ki tahmin edemeyeceğiniz şekilde artan bir vuruculuk ve etki de olacak. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki çocukların bu kitabı okumaları hâlinde çevrelerindeki diğer insanlara daha duyarlı ve daha nâzik olacakları düşüncesindeyim.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,7bin okunma
1890’da yayınlanan Redhouse Türkçe-İngilizce Lügat’te 92 bin Türkçe kelime yer alırken, 1945’te Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı Türkçe Sözlük’te bu sayı 15 bine kadar düşürülmüştür. Günümüzde ise bu sayıdan geriye ne kadar kaldığını tahmin etmek zor değildir. Bu hâl, dildeki erozyonun bâzı mihraklar eliyle ne dehşetli bir sûrette sürdürüldüğünü gözler önüne sermektedir. islamveihsan.com/dil-konusundaki...
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
Ölü bir fotoğraf makinesi gibi değil, bir sarhoş şarkısı, bir deli sayıklaması verimi gibi de değil, olanı olduğu gibi gören canlı bir insan kafası gibi, bir “ruhlar mühendisi” ne benzeyen kitapları severim. Bence büyük sanat kitaplarını, sahicileri sahtelerden ayıran hususiyet şudur: Olanı durgun, taş kesilmiş olarak değil, olanı olduğu gibi,
Reklam
651 syf.
7/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Haruki Murakami'nin kitaplarını bir senedir her yerde görüp duymaya başlayınca nasıl olduğunu merak edip küçük bir araştırmanın ardından Sahilde Kafka kitabını sipariş etmiştim. Bu yaz okumayı planladığım kitaplar arasında okumak için en heyecan duyduğum kitaplardan biri buydu. Giriş kısmını çok sevdim, yazarın farklı bir tarzı olduğu anında
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
77 syf.
10/10 puan verdi
Öncelikle şunu belirteyim ben Türkçe İngilizce birçok inceleme buldum, okudum belki bu yüzden yazmakta zorlanıyorum, ama sembol olarak neden satranç kullanıldığının cevabını arıyordum ben daha çok. Çünkü kitaba ismini veren de o. Satranç'ın Zweig'ın en iyi eseri olduğunu yazmış birçok kişi, 70 sayfalık bir öykü bu. Benim ilk okuduğum Zweig
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,1bin okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Laurel liseye yeni başlayacak bir gençtir. Annesi ve babası ayrılmıştır. Ablasını çok sever, ona hayrandır ve idol almıştır. Ancak ablası ölür. Bunun üzerine hayatı değişir. Ablasının nasıl öldüğünü bilen tek kişi Laurel'dir ama kimseye hiçbir şey söylemez. Tanıdığı herkesten uzaklaşmaya başlar. Tanıdığı insanlardan uzak olmak ve yeni bir hayata başlamak amacıyla evlerinden uzakta bir liseye kaydolur. Lisede İngilizce öğretmenleri mektup yazma ödevi verir ve Laurel onun için anlamı olan, intihar etmiş ünlülere mektup yazarak hayatını bizlere anlatmaya başlar. Kitabın mektuplardan oluşan farklı tarzı güzeldi. İntihar eden ünlülerin hayatına değinmesini, yazarın onların neden intihar ettiğini anlamaya çalışmasını sevdim. Sade bir anlatımı vardı -zaten gençlik romanları hep böyle oluyor-. Laurel kitaptaki saf karakterdi. Her şeye inanmış ve kendine pespembe bir dünya kurmuş orada mutlu mesut yaşıyordu ta ki ablası ölene kadar. Ondan sonra ki değişimi, ablasına benzemeye çalışması, insanların hayatlarında yer etme çabası, lisesine uyum sağlamasının anlatımı ve zorlukları, Laurel'in kendi iç dünyası, kendiyle hesaplaşmaları okuyucuya iyi yansıtılmış. Ahım şahım bir kitap değildi, ne iyi ne kötü diyebilirim, zamanınız varsa okuyun. Tabi bir de yaşınız çok önemli. Biraz daha gençlere hitap eden bir kitap. Keyifli okumalar...:)
Postacı Kapıyı Çalmayacak
Postacı Kapıyı ÇalmayacakAva Dellaira · Martı Yayınları · 20142,486 okunma
3 Aralık Dünya Engelsizler Günü kutlu olsun. Uluslararası Engelliler Günü (İngilizce: International Day of Disabled Persons) 1992 yılından bu yana 3 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından uluslarararası bir gün olarak kabul edilmiştir. Bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlenmektedir. Bu aktiviteler genellikle ücretsiz olup, gönüllülüğe dayanmaktadır. Hükümet desteği ve sivil toplum organizasyonlarıyla birlikte bu günün kutlanması çeşitlilik göstermektedir. Her yıl bu gün için değişik bir tema edinilmektedir. Kaynak: Vikipedi Engellilik hakkında bilgi edinmek için, tr.wikipedia.org/wiki/Engellilik Unutmayın! Hepimiz birer engelli adayıyız. Ve ne yazık ki engelli bireylerin yaşadığı problemler, doğal faktörlerden ziyade engelli olmayanların düşüncesizliğinden veya onlara nasıl davranılacağını bilememekten kaynaklanıyor.
Reklam
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
465 syf.
4/10 puan verdi
Aşkı değil saplantıyı anlatan kitap beni inanılmaz yordu. Bakalım bu saplantı nasıl sonuçlanacak diye merak ettiğimden zorla sonuna kadar okudum.Orhan Pamuk romanlarında her zaman olduğu gibi sanki redaktör-editör yokmuşcasına sık sık rastladığım anlatım bozuklukları çok sinir bozucuydu. Orhan Pamuk kullanmakta ısrarlı olduğu "bazan" sözcüğünden ne zaman vazgeçer bilmem ama ben "bazan" başlıklı kısmı daha fazla sinirlenmemek için atladım. Ne altını çizebileceğim cümleye ne de öğrenebileceğim yeni bir şeye rastladım. Orhan Pamuk'un neden Nobel aldığını bu kitapla da anlayamadım belki de İngilizce olarak okursam biraz daha anlamaya yaklaşabilirim. Çünkü çeviri diline orijinal dilinden daha fazla önem veriyor kendisi. Her şeye rağmen kitap ve müze düşüncesi oldukça zekiceydi. Hatıraların Masumiyeti'ni de en kısa zamanda izlemeye çalışacağım. Müzeyi gezmiş gibi olabilirim belki de daha farklı anlamlandırabilirim kitabı bilemiyorum.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202240,9bin okunma
Haruki Murakami: Postmodern edebiyatın çekik gözlü Dali’si FavoriteOkuma listeme ekle “Neyin en iyi olduğunu kim söyleyebilir? İşte sırf bu nedenle, mutlu olma şansı nerede karşınıza çıkarsa çıksın, başkalarını hiç umursamadan yakalayın onu. Zamanla anladım ki böyle bir şans hayatta iki, üç defadan çok çalmıyor kapımızı ve eğer onu elimizden
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.