Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
177 syf.
·
Puan vermedi
Tabii, başka bir deyişle deneyeyim: "Kumarbaz" adlı eserde, Aleksey İvanoviç'in karakteri, tutku ve ahlaki değerler arasındaki karmaşık ilişkiyi yansıtıyor. Aleksey'in yoğun aşkı, sağlıklı sınırları aşarak kumar bağımlılığına dönüşüyor, bu da onun kişiliğini etkileyen önemli bir faktör haline geliyor. Eser, insan doğasının derinliklerine inerek, tutkunun ve bağımlılığın nasıl şekillendiğini inceliyor.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,2bin okunma
"Ah, resim yaparken insan hep biraz âşıktır aslında. Bana hep insan resme içindeki âşık bir yanı döküyor gibi gelir. Fakat bütün bunlar o kadar hassas, uçucu ve mucizevi şeyler ki, hem evlilik de görünmüyor. Bu durumda sana nasıl bir torun yapabilirim ki?"
Reklam
Konfüçyus
“Bir insan topluluğunun nasıl yönetildiğini anlamak isterseniz onun müziğine bakın.”
"Hayır, hayır, bana sadece tek bir şey söyle: Şu aralar birine âşık olmuş olabilir misin?” "Bunu gerçekten tam olarak bilemem ki anne.” "Ah Tanrım, çocuğum! İnsan böyle bir şeyi nasıl bilmez!"
İnsanlar vardır, dost ve sevecen davranışlar gösterirler, ama gözlerine dikkatle baktığınızda korku ve kızgınlık karışımı bir anlatımı kolayca seçebilirsiniz. Bu insanlar bilinçli dünyalarında gerçekten de insanları sevdiklerine inanırlar. Ama bir yandan insanlardan korkarken, aynı zamanda onları nasıl sevebiliriz? Aslında bu, vaktiyle yeterince sevilemeyen ana-babalara karşı geliştirilen tutumların bir uzantısıdır. Sevecen tutumlar karşılığında sevgi alabilme umudunu ve sevildikten sonra sevebilme beklentisini içerir. Oysa böylesi bir umut ve beklenti yetişkin insan ilişkilerinin gerçeklerine uymaz.
şehirlere sığamıyorum diyordu bir kitapta. nasıl sığmaz bir insan şehre demiştim, sığılmıyormuş.
Reklam
"Eh" dedi oğlan, "bu gibi çiçeklerle ve etrafta koşuşturan, yuva yapan bir sürü dost canlısı vahşi hayvanla, şarkı söyleyip ıslık çalarak insan nasıl kötü düşüncelere sahip olabilir ki diil mi?"
Sayfa 101 - Dickon :)
·
Puan vermedi
Thomas Lemke
Thomas Lemke
Biyopolitika
Biyopolitika
Kitap 2001 yılında yayınlanmıştır ve biyopolitika kavramının tarihsel gelişimi incelemektedir. Eserde, Foucault'nun biyopolitika anlayışı temel alınıyor ancak bu anlayış güncel gelişmelere uyarlanarak genişletiliyor. Kitap, 17. yüzyıldan başlayarak biyopolitikanın nasıl oluştuğunu, nüfus yönetimi, beden ve sağlık üzerine
Biyopolitika
BiyopolitikaThomas Lemke · İletişim Yayınları · 201444 okunma
"Bilmiyorum. Bunu nasıl tanımlarsın? Evet, fiziksel bir şey var. Bir tür istek, ki o aşk değil, değil mi. Hayır, o şey, arzu. Ama sonra, galiba evet bir tür yakınlaşma var. O da var. Ki bu da senle olmak istediğim anlamına gelir. Şimdi, burada sen benimleyken, kendimi insan gibi hissediyorum ve sen yokken, bunu daha az hissediyorum."
"Bilmezler yalnız yaşamayanlar, Nasıl korku verir sessizlik insana; İnsan nasıl konuşur kendisiyle, Nasıl koşar aynalara, Bir cana hasret, Bilmezler." 💬 Orhan Veli
Reklam
"Keşke insan hiç büyümeseydi. Keşke her şeyi bilmeseydi. Oyuncaklarını kırmasaydı. Çocukluğunu hiç unutmasaydı. Sevgisini bütün yaşlarında aynı içtenlikle söylemeyi sürdürseydi. Ne yazık ki doğa, hayvanlara bağışladığı o masumiyeti insanlardan esirgemiş. Ya da insan, doğasına ihanet etmiş. (...) Sonra kendi çocukluğuma çevirdim gözlerimi. Ara sokaklardaki çocuklara, ışıklı caddelerdeki çocuklara, buğday tarlalarındaki çocuklara... yazdıkça, dünyanın nasıl bir cehenneme yuvarlandığını yeniden anladım. Bütün büyük yaratıcılar çocuktu. Büyük âşıkların hepsi çocuktu. Dünya edebiyatını çocuklar yaratmıştı. Bütün ağıtları, şarkıları çocuklar söylemişti. Bütün bilim insanları merakını hiç yitirmemiş çocuklardı. Tanrı çocuktu."
Sinek Yedisi
“İnsanların kim olduklarını, nereden geldiklerini hiç sormadan dünyada dolaşıp durmaları, anlaşılmaz bir şeydi bence. İnsan nasıl bu gezegendeki yaşam karşısında gözlerini yumar ya da onu olağan sayabilirdi?”
Sayfa 142 - Hans ThomasKitabı okudu
“Mısır tarihinde arazi meselesini çalışmadan Mısır sanatını anlamanın mümkün olmadığı yolunda bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum.” “Tamamen doğru,” dedi profesör. “Bana göre bu durumda, arazi meselesinde olduğu gibi tüm meseleler, hayatın madde ve yasalarının bilgisine sahip olmaksızın anlaşılamaz. Kanunları ve kurumları, dinleri ve gelenekleri, bunları yapan varlıkların doğasını bir yana koyun, bu varlıkların yapıldığı maddenin doğasını bilmeden nasıl anlayabiliriz? Edebiyat, Mısır mimarisinden veya heykelinden daha mı az insanidir? Bilinen evrende, evrim yasalarına tabi olmayan tek bir nesne var mıdır? Çeşitli sanatların evriminin ayrıntıyla ortaya konduğundan haberim var ama bana biraz fazlaca mekanik gelir bu. Çünkü işin içinde insan yoktur. Enstrümanın, mesela harpın evrimi, müziğin, şarkının ve dansın evrimi iyice ayrıntılandırılmıştır, ama ya insanın kendi evrimi? İlk enstrümanı yapmadan veya boğazından çıkan anlamsız seslerle ilk şarkıyı söylemeden önce insanın içinde var olan temel ve hakiki şeyler? İşte sizin göz önüne almadığınız, benimse biyoloji dediğim şeyler bunlar. En geniş boyutuyla biyoloji.”
Sayfa 277 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Uzun İhsan Efendi, Dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardından giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.