·
Puan vermedi
* Kapusuzoğlu’nun Yakın Tarih Analizinde: Geçmişe; Vefa/Geleceğe; Armağan * Hira Dağın çocuklarına karşı ilk isyanı başlatan Sırplar, 1829’a gelindiğinde Mora’da kurulan ilk devlette Yunanistan olmuştu. İhanetçi bir fikir olan Milliyetçilik, Osmanlı’ya bağlı olan Balkan topluluklarına kısa sürede yayılmıştı. 19 yüzyılda ihanetin başkaldırışı
Toprağa Can Ekenler
Toprağa Can EkenlerS. Burhanettin Kapusuzoğlu · Ötüken Neşriyat · 20159 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Beyaz Zambaklar Ülkesinde' bir ülkenin uygarlık seviyesine nasıl ulaştığını anlatıyor. Yüzyıllar boyunca İsveç boyunduruğunda geri bırakılmış Finlandiya'nın, eğitim sistemi ve toplum yapısının Snellman önderliğinde kitlesel seferberlik ile kalkındırılmasının hikâyesi. Askeri olarak güçsüz olsa bile, eğitimli nüfus ile küçük bir ülkenin neleri başarabileceğinin en güzel örneği. Aynı zamanda Finlilerin Atatürk'ü, Johan Wilhelm Snellman'in başarı öyküsü. Snellman eğitime verdiği önem ve halkı bilinçlendirme çabalarıyla Finlandiya'yi karanlıktan aydınlığa çıkaran bir lider. 1881 de ölmesi de bana çok büyük bir tesadüf gibi geldi. Yazar Grigory Petrov, kitabında Finlandiya'nın eğitim ve kültür kalkınmasını nasıl gerçekleştirdiğini kaleme almış. Finler önceleri nasıldı, sonradan ne oldu? Nereden nereye gelindi? Ve bu gelişmede okulun, bürokrasinin, kilisenin ve kışlanın rollerini neydi? 112 sayfada, kendi dillerinde Suomi yani Bataklıklar Ülkesi dedikleri vatanlarınin nasıl Beyaz Zambaklar Ülkesine dönüştüğü öyle güzel anlatılmış ki ben hayran kaldım. Kitabin üzerindeki 'Atatürk'ün de okullarda okutulmasını istediği bir kitap' yazısının ne amaçla yazıldığını şimdi daha iyi anladım. İyi ki almışım, iyi ki okumusum diyorum. Bu yorumu okuyan herkese de şiddetle tavsiye ediyorum.
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 2017100,5bin okunma
Reklam
Ev Halkına Teyakkuz Çağrısı Bu Son Çağrıdır
Prof. Dr. Cağfer Karadaş Batı tarafında havalar fena halde bozuldu ev halkım! O bozukluğun bize yansımaları da fena! Üzerimize üzerimize geliyor bütün fenalar ve fenalıklar…  Rabbimize dayanıyoruz, halkımıza güveniyoruz, gönlümüz mutmain ama tedbiri elden de bırakmamak lazım. Azimli olmak, kararlı durmak ve sadece Ulu Allah’a dayanmak lazım…  Bu
''Boykot, direniş, seferberlik...'' ama nasıl?
Devrin sultanı kafir Tatarlarla cihad öncesinde halka zaruri vergiler konulması ve zengin tüccarların mallarından ödünç alınması konusunda alimlerin sultanı İzz b. Abdisselam'a danıştı. İzz. b. Abdisselam da ''ancak bunu bir şartla yapabilirsiniz'' dedi ve devam etti: ''Beytu'l-Malda hiç birşey kalmayacak. Özel altın ve gümüş eşyalarınızı satacaksınız. Üst kademedekiler ellerindeki kıymetli mal ve aletlere sahipken halktan asla mal alınmayacak.'' dedi Yönetici ve emirler İzz. b. Abdisselam'ın fetvasını uyguladılar. Emirler ellerinde ne kadar mal varsa hatta hanımlarının ziynet eşyalarından ne varsa hepsini getirip ortaya koydular. Ardından hepsi bu ortaya koydukları mallar dışında değerli mal gizlemediklerine dair yemin ettiler. Bu mallar toplandı ve ordunun teçhizi için kullanıldı.Daha sonra imkanı olan herkesten bir dinar alındı. Allah'ın yardımıyla Müminler hicri 658 senesinde Tatarları hezimete uğrattı.* ''Arif olan anlar. Lafın tamamı deliye söylenir.'' * ''es-Suluk, en-Nucumu'z Zahira, Fetava Şeyhu'l-İslam el-İzz b. Abdisselam s,120''
Snelman, yeni yetişen Fin aydınlarının en güzel örneğidir. O bir avuç genç öğretmen, din adamı, avukat ve memurla birlikte halkın eğitilmesi ve eğitimin yaygınlaşması amacıyla adeta bir seferberlik ilan etmiştir. İşte bu bir avuç insan, aydınlara şöyle sesleniyorlardı: _ Aydın olmak demek, modaya uygun elbise, şapka giy­mek ve kolalı gömlek giyinmek demek değildir. Aydın kesim, halkın beyni konumundadır. Halkımız sizi iyi bir eğitim al­dıktan sonra yüksek bir gelir elde edesiniz, geceleri eğlenesiniz diye sizi o konuma getirmemiştir. Böyle olanlar gerçek aydın olamazlar. Onlar yozlaşmışlardır. Eğitim almış olanların tümü millî düşünceyi geliştirmeye, millî ruhu uyandırmaya, millî iradeyi güçlendirmeye mecbur­durlar. Köylülere, işçilere, halkın alt kesimlerine nasıl daha iyi bir konuma yükselebileceklerini öğretiniz!.. Halkımıza var olmanın değerini bilmeyi ve korumayı öğ­retiniz. Çorak topraklarımızda her köylünün, her işçinin da­ha insanca, daha sağlıklı, daha mutlu, daha akılcı bir hayat ya­şayabileceklerini anlatınız!.. Halkımıza nasıl çalışmaları gerektiğini öğretiniz!.. Az maliyetli sağlıklı konutları nasıl yapabileceklerini gös­teriniz!.. Kendilerinin ve çocuklarının sağlıklarını nasıl koruyabile­ceklerini öğretiniz!.. Mutlu bir aile hayatının nasıl kurulabileceğini, kadının er­keğe, erkeğin kadına nasıl davranacağını ve çocuklarının na­sıl terbiye edileceğini anlatınız!.. Halkımızı, her işi zamanında yapmaya, disiplinli ve dü­zenli çalışmaya alıştırınız!.. Kendisinin ve başkalarının hukukunu gözetmesini öğreti­niz!..
Snelman yeni yetişen Fin aydınlarının en güzel örneğidir. O bir avuç genç öğretmen, din adamı, avukat ve memurla birlikte halkın eğitilmesi ve eğitimin yaygınlaşması amacıyla adeta bir seferberlik ilan etmiştir. İşte bu bir avuç insan aydınlara şöyle sesleniyorlardı: - Aydın olmak demek, modaya uygun elbise, şapka giymek ve kolalı gömlek
Reklam
216 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.