Daha önce okuduğum fakat dikkatimi veremediğim için pek etkilenmemiştim, yanlışlıkla tekrar elime geçen bu kitabı daha ilk sayfasında derin duygular yaşattığını söylersem fazladan bir cümle söylemiş olmam, eşi Hatice erbaş'a ithafen yazılmıştır, Hatice hanım 2015 de rahmet ettikten 1 yıl sonra yayımlanmıştır. sevdiğini kaybetmeyi ve o gittikten sonra nasıl da yanlız kaldığını en derin acılarla kitabına yansıtmış.
öyle ki, ilk defa bir kitap beni ağlattı...
(Fon müzik eşliğinde çok daha anlamlı oluyor kitap)
Beni etkileyen en derin şiiri;
"Tuhaf bir adam oldum
kendimle konuşuyorum evin içinde
biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum.
perdeleri ne kadar zamanda yıkardın, diyorum.
Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı
el ayak değmeyen yerler nasıl tozlanıyor böyle
merak etme mutfağı tertemiz ettim
terlikler senin istediğin gibi duruyor
çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırları
bir kahve yapayım diyorum, iki fincan koyuyorum
süt hazırlıyorum sana sessizlikten mi nedir ?
bütün bunları yüksek sesle söylüyorum
insan başka nasıl katlanır ölüme bilmiyorum..."