Yalan dolan
167 syf.
9/10 puan verdi
Veronica Raimo (d. 1978) İtalyan bir yazar, çevirmen ve senaristtir. Alman sineması üzerine yazdığı tezle edebiyat bölümünden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından Berlin'de yaşamış ve Humboldt
Yalan Dolan
Yalan DolanVeronica Raimo · Medusa Yayınları · 2024904 okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
Bazen en büyük mesajlar heybetli kitaplarda değil, sade ama derin hikayelerde saklıdır .Görünüşte klasik bir çocuk masalı gibi sunulan fakat verdiği mesajlarla manevi sırları barındıran bir kitaptır
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Venedik Yayınları · 2023260,2bin okunma
Reklam
Sadece pozitife konsantre olmak meselesiyle meşgulseniz, bir şartlandırma metodu geliştirmeniz gerekir. Örneğin, eskilerin zikirleri vardır; bazı kelimeleri hiç durmadan teferruatlı bir şekilde zikrederler. Bu tekrarlama onların zihinlerinde belirli bir frekansta bir titreşim meydana getirir ve o zihne artık sadece o titreşime uygun olan titreşimler gelir, onun dışındakiler olabildiğince dışarı atılmaya çalışılır. Ama bunun da bir haddi vardır yani sürekli bunu yapmanız mümkün değildir. Çünkü beyin çok daha değişik şekillerde çalışmak ihtiyacındadır; onun kendine göre, çok güçlü sibernetik bir durumu vardır ve daima o düzeni korumak, muhafaza etmek zorundadır, kısacası hep aynı programı işleyemez. Zaten sizin birtakım haletleri, birtakım halleri yaşamanız lazımdır. Bunlar arasındaki farkları belki daha sonraki bir konsantrasyon çalışmasında yani kendini tanıma, anlama, kendini hatırlama yolunda yapılan özel bir çalışma ile tartışmanız kabildir. Ama bunu her an yapmanız zaten dünya şartlarının icabı da değildir. Hepsi de kendi realitesini gerçekleştirmek için savaş veren o kadar çok dağıtıcı, o kadar çok farklı planla iç içe yaşıyoruz ki! Bizim içimizde de çeşitli realiteler vardır ve onlar da bu savaşın içindeler. Dolayısıyla, pozitife hizmetten anlamamız gereken, zaman ve mekanın oluşturduğu şu çağın hedeflerinin neler olduğunu, insanlardan ne gibi şeyler istediğini, nasıl bir oluşuma doğru gitmek niyetinde olduğunun farkına varmak ve o oluşumun yönünde hareket ederek ona yardım etmeye çalışmaktır. Ergün Arıkdal-Kendini Bilmek
Muhammed Mustafa ﷺ hakkında ne düşünülürse düşünülsün, O'nun hayatı, bir insanın ulaşabileceği en yüksek ahlaki, sosyal ve ruhsal mertebeyi temsil eder. Benim düşüncelerim de sadece bir hayranlık ifadesi değil, aynı zamanda bir hayranlığın içindeki acziyetin de itirafıdır. Çünkü O'nu anlamaya çalışmak, bir okyanusu avuçla kavramaya çalışmak gibidir. O, zulmun karanlığında adaletin meşaleşi oldu. Cölde yetim doğdu ama ümmete baba oldu. Bir ümmi idi ama âlemlere rahmet olarak gönderildi. Savaşı gördü ama barışı öğretti. Kırılanı onardı, söndurüleni canlandırdı. Herkesin dışladığını bağrına bastı. En güçlü anında bile affetmeyi bildi. Hayatına baktıkça, insan kendi hayatına bakar. O'ndan uzaklaşan kalbim daralır, O'na yaklaşan kalbim genişler. O'nu tanımak, nasil doğru bir hayat yaşamak gerekir anlamaktir, aslında kendini tanımaktır. O'na sevgi beslemek, Allah'ı hoşnut etmektir. O'na tâbi olmak ise kurtuluşun ta kendisidir. Sözün özü, “Muhammed ﷺ bir beşerdi ama sıradan bir beşer değil, güneş gibi bir beşerdi. Onu gören ısınır, karanlığı aydınlanır.” Ve ben de o nurdan bir zerre nasiplenmek isteyen bir yolcuyum sadece...
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
4000'e yakın kitap okudu. Kafası AYDINLIK için çalışıyordu. Her insan gibi hataları var. Ama İstanbul'da, Fransızlarla İngilizlerle, İtalyanlarla .. oturup MANDA olmayı planlayan hükümete RAĞMEN, bu toprakların sınırlarını çizerek bize VATAN olarak bıraktı. Dün Fethullah Gülen'e güzellemeler yapıp, bugün onu kötüleyenler, Mustafa Kemal'in nasıl dincilerle mücadele ettiğini bugün de anlamadıysa daha da anlamazlar. Eğer Kur'an'ı Türkçeleştirtmeseydi, bugün hâlâ bilmediğiniz bir dilden okuyor ama zerre anlamıyor olacaktınız. Arap Dili ve Edebiyatı okuduğum fakültenin hocalarının BİLE söylediği şu sözü de buraya not düşeyim: Hiçbir Arap ülkesindeki dil birbirini tutmaz. Bir araya gelseler anlaşamazlar. Hepsi asimile olmuştur. Kur'an dili, edebi dildir. Yani sadece okumuş Arapların net olarak anladığı bir dildir ki o da ne kadar mümkündür.!? Yani gidip herhangi bir Arap ülkesinde, ben insanlarla anlaşabileceğim diyorsanız, yanılıyorsunuz, diyorlardı. * Mustafa Kemal'i anlamak, hatalarının üzerinden değil, milletine kattıkları üzerinden konuşulmalı ve O'nun üzerine ne katılabilir diye mücadele edilmeli. Onu yok sayan ve mirası olan ülkede ona hâinlik edenlerle, O'nun yolundaymış GİBİ gözüküp moron moron oturanlar benim için aynı mesabede. Hiç farkları yok.! O'nun yolunda olmak her saniye çalışmak demek. Herhangi bir şeyi DEĞERLENDİREBİLMEK için alt yapınızın sağlam olması gerekir. Onun için de çok yönlü okumuş olmanız. Yani Mustafa Kemal gibi..
+ Sonsuz
Nasıl ki küçük cisimler, gözümüze yakın tutulduklarında görüş alanımızı sınırlar, tüm dünyayı örterlerse; en yakın çevremizdeki insanlar ve olaylar da, son derece önemsiz ve değersiz olsalar bile, dikkatimizi ve düşüncelerimizi gereğinden çok, üstelik de hoş olmayan bir biçimde meşgul ederler ve önemli düşünceleri ve olayları uzaklaştırırlar. Bu durumu önlemeye çalışmak gerekir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.