Ertesi gün ölüvereceğinden habersiz bir insanın, ailesiyle beraber son defa sofraya oturması, son görüşü olduğunu bilmeden, sevdiklerini son defa görmesi, onlara son defa, "Allah rahatlık versin," demesi fakat bütün bu her zamanki hareketleri yine her zamanki gibi, aynı alışkanlıkla yaparken de bilinmez nasıl bir önseziyle bu gecenin bütün gecelerden farksız geçmekte olmasına rağmen, pekâlâ son gece de olabileceğini düşünmesi gibi, ben de başka bir şehre tayin emrimin çıkmış olduğundan habersiz fakat böyle bir şeyin de elbette mümkün olabileceğini, İstanbul'u ölümden başka bir sebeple de göremeyebileceğimi o akşam nedense aklıma getirmiş, o akşam İstanbul'u, İstanbul'dan ayrılmak korkusu içime düşmüş olarak seyretmiştim.