“İnsanları kötü yapan şey onların nasıl yetiştiği,hangi imkanlar arasında büyüdüğü,ne denli sevgi gördüğü değildi.İnsan ya iyi ya da kötüydü.Bu onun mayasındaydı.”
Herkese merhaba
Bugün, ne yazsa okurum dediğim yazarlardan Mahir Ünsal Eriş’in Gaip adlı romanıyla geldim.
Kitap, derin devletin kara kutularından biri olan Salih Karahisarlı’nın bir trafik kazası sonucunda ağır yaralanmasıyla başlıyor ve evine döndüğünde yaşadığı hafıza kaybının etkileriyle devam ediyor. Bu dönüşte, yaşadıkları, yaşattıkları, acımasızlığı, işine çocukları ve eşinden daha fazla önem vererek yarattığı travmaları anlatılıyor.
Yaşanan kaza; hafızasını kaybetmiş hali tonton bir dede olan Salih’e en uzak çocuğu büyük oğul Samim için yepyeni bir ilişki deneyimi olurken, ikinci oğul Fikret bu samimiyetten rahatsızlık duyar. Üçüncü ve tek kız çocuğu olan Müge yeni biten evliliğinin travmaları arasında dahil olabilir tün yaşananlara. Salih beyin eşi Nermin Hanım ise kocasına geçmiş yılları hatırlatmaya çalışırken gerçeklerden çok hayallarine başvuracaktır.
Yıllarca ne iş yaptıklarını bilmedikleri babalarının, karanlık ilişkilerinin peşine düşen Samim ve Fikret’in aydınlattığı gerçekler ailenin başına neler getirecektir?
Kitap bittiğinde, Salih Karahisarlı’nın hafızasını kaybetmiş halini çok severken gerçek Salih’ten hiç hoşlanmadım.
En sonda soru işaretlerim kalmıştı ama önce ‘Acaip’ kitabını okumam gerektiğini öğrendim. Yazar @mahirunsaleris’in şahane kalemi yine şaşırtmadı
Keyifle okuyun