"Varlık, rahmettir. "
Nasıl var olduğumuzdan bağımsız olarak nefes alabiliyor, konuşabiliyor, bir araya gelebiliyorsak, ağzımdan çıkan kelimeler kulağınıza, oradan zihninize, gönlünüze ulaşabiliyorsa, şuradaki ağaç, çiçek bize bir şeyler söylüyorsa ve onu görüp anlayabiliyorsak, teneffüs ettiğimiz hava etrafımızda var olmaya devam ediyorsa, her sabah güneş yeniden doğabiliyorsa bütün bunların kendi başına çok büyük bir nimet olduğunu, şükre vesile olduğunu düşünmemiz lazım. Derin tefekkür insanı şükre götürür. Heidegger'in güzel bir ifadesi var: “Tefekkür, teşekkür eder. Gerçek düşünce insanı şükre, teşekküre, hamde götürür.
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Adrien, uzun süredir yaşamı nasıl anladığını açıklamaya çalışmıştı anasına: Edebiyatı ve güzel sanatları sevmek; dünya güzelliklerinden zevk almak, insanları ezenlerin arasında yer almamak; böylece de maddi açıdan gerekenle yetinmek; adalet ve kardeşlik içinde yaşamak; sevgili bir dostu çok sevmek; çevresine alabildiğince iyilik etmek...
Sayfa 8 - Yeryüzü Yayınevi, Bilinmeyen
Tutup elimden kurtarsan ellerin nasıl da güzel Sigaramı tutuyorum elini tutamıyorum Ben seni seviyorum tüm kızmalarına inat Tüm dünyaya söylüyorum sana söyleyemiyorum.
İthaki yayınları
Eylül... birkaç gün hava ne kadar güzel olsa, bu kadarcık geçici bir güzelliğe bile gönül borcu duymak gereken bir ay; içine birkaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, o güzel havaların, sürekli yazın artık nasıl geçmiş, yalnızca bir mâzi olmuş olduğunu hissettiren bir esef ve özlem ayı...
Şimdiki banka soygunlarının da tadı kalmadı be Joker...:D
-Gazla Jonny. -Nasıl gitti? -Güzel, fena değil... Güzeldi. Sıkıcıydı. Kimse alarmı çalmadı. Kimse ölmedi. Şundan kurtul lütfen. -Bu da ne?! -Banka müdürünün kızının bir resmi.
Reklam
Descartes metafizik düşüncelerle doğduğumuza inanır veya inanır gibi yapar. Ben de Homeros'un zihninde İlyada ile doğduğunu iddia etmek isterdim. Homeros'un ileride kah güzel, kah tutarsız, kah abartılı şairane fikirler edindikten sonra nihayet İlyada'yı kaleme alacak şekilde oluşturulmuş bir beyinle doğduğu doğrudur. Bizler doğarken içimizde daha ileride gelişecek her şeyin tohumunu da taşıyoruz. Fa­ kat nasıl ki Raffaello ve Michelangelo fırçalarıyla ve renkle­ riyle doğmadılarsa, bizler de fikirlerle doğmadık.
Arapçada Edebiyat أَدَبِيَّاتٌ kelimesi de Edep أَدَبٌ kökünden türemiştir. Nasıl ki edep, sınırı bilmek, davranışı bir ölçüde tutmak demek ise edebiyat da kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik ve ahlâkî kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirerek bunu karşıya güzel bir şekilde aktarmasıdır.
Fıtık Amca, o dolaylardaki sinemalarda oynayan bütün filmleri seyredip “Hazret-i Ömer’in Adaleti” adlı yerli filmi uygun bulup karısına o filmi görebileceğini söylüyor. Necmiye... Genç kadının adı. Gidiyor sinemaya... Fıtık Amcanın içi pırpır... Ertesi akşam erkenden eve dönüyor. Oh, çok şükür Necmiye evde. — Necmiyaa? — Efendim. — Ne yaptın ben
Sayfa 18 - Du Bakali N’olecakKitabı okuyor
RSden çıkmamı sağlayan replik
"Hayat kimseyi kayırmaz." dedi Larkyra. "Açıkla." "Güzel olabilirsin. Zengin, fakir, genç olabilirsin, büyüyle kutsanmış olabilirsin ya da olmayabilirsin, erdemli veya günahkar olabilirsin. Ölüm nasıl herkese geliyorsa yaşam lütfu da hepimize verilmiştir." "Peki bu ne anlama geliyor? " "Hayat verilmesini kimse bir başkasından daha çok hak etmez." "Korkunç insanlara kıyasla cömertler bile mi?" "Onlar bile. Biz farklı düşünebiliriz ama hayat bunu umursamaz, bu yüzden değişmez. Bir kahraman sefalet, kötü biri de servet içinde ölebilir." "Peki, hayatın özgürce verilen bir enerji olduğunu düşünüyorsan insanları sadece açgözlülük edip günah işlemekten, onlara verilen lûtufları kötüye kullanmaktan alıkoyan nedir? " "Ruhlarımız." "Ruhlarımız." "Evet, hayat tek yöne ilerler. İleriye doğru. Hayatın rotasını belirleyen rüzgarlar, ruhlarımızdır. Hayat herkese verilmiş olabilir ama nasıl yaşamak istediğimize sadece ruhlarımız karar verir."
Sayfa 47 - Larkyra ve Dolion Bassette. Metnin sadece konuşmalarını aldım.Kitabı okuyor
Reklam
Auschwitz Kampından Çıkan Ama Bugünkü FİLİSTİN’i Anlatan Satırlar…
“Fark ettiniz mi bugünlerde ölüler nasıl da genç ve kuvvetliler bu sene cesetler. Her geçen gün gençleşiyor ölüm bu sene genç bir çocuk dün on dokuzunda yoktu bile. … Güzel olduğu için daha da korkunçtu daha da korkunçtu daha genç ve daha güzel oldukları için hepsi yan yana uzanmış ebediyen güzel ve kardeşçe sıralanmış başakları biçer gibi biçtiklerinde insanları taneleri olgun başak mevsiminde yazın baş kaldırma mevsiminde insanın insanları başaklar gibi yatırıyorlar bakışları çeliğe karşı göğüsleri açık göğüsleri patlak yürekleri delik ölümü seçmiş olanlar. … “
Sayfa 243 - İronik!Kitabı okuyor
Biz nasıl da sevecendik, coşkulu Biz nasil da mutedil bir velvele Toplardık en güzel kardelenleri Kurutup koyardık düşlerimize
Muhit kitapKitabı okuyor
"Nasıl geçirdin o yıllarını ? En güzel zamanlarını nereye gömdün ? O yılları yaşadın mı, yaşamadın mı ?"
Bilseniz, şiirin nasıl bir dile muhtaç olduğunu bilseniz! Öyle bir dil ki... Neye benzeteyim bilmem? Konuşan bir ruh gibi güzel söz söylesin, bütün kederlerimize, sevinçlerimize, düşüncelerimize, o kalbin bin türlü inceliklerine, fikrin bin çeşit derinliklerine, heyecanlara, öfkelere tercüman olsun, bir dil ki bizimle birlikte gurubun hüzünlü renklerine dalsın düşünsün, bir dil ki ruhumuzla beraber bir matemin kede­riyle ağlasın.
Herhangi bir şeyin kendisine kötülük dokunduracağından korkan bir kimse nasıl olur da " Hasbiyellahu venimelvekil" ( Allah bana yeter. O ne güzel bir vekildir.) ( Al-i İmrân sûresi, âyet:173) Çünkü Ulu Allah böyle diyenler hakkında şöyle buyuruyor: " Bundan dolayı Allah'dan nimet ve bollukla geri döndüler. Kendilerine hiç bir kötülük dokunmadı ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük kerem sahibidir."( Al-i İmrân sûresi, âyet:174)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.