Söz konusu felsefe olunca akla ilk gelen soru Felsefe nedir? Philosophy is philosophy! Felsefe, felsefedir. Yani bir bütün olarak cevap yine kendini içerir. Felsefenin ana maddesi insandır. İnsanın en büyük çıkmazı da şimdiye dek tanrının varlığı olmuştur. O zaman? Felsefe insanın izini sürerken tanrının varlığını da yüzyıllardan beri
İlk okuyuşumun üzerinden onca zaman geçmişken en sevdiğim karşı-ütopyacı roman ile tekrar kavuşmama, Rutkay Aziz’in aynı isimli tiyatro oyununun Ankara’ya gelişi sebep oldu. George Orwell'in yarattığı bu muhteşem romanı okurken, yazarın böylesine bir çağı, en ince ayrıntısına kadar tasviri beni her seferinde çok etkiledi ki bu da onun eşsiz
"Tüm yazılmışlar arasında sevdiğim tek şey birilerinin kendi kanıyla yazdığıdır. Kanla yaz: Fark edeceksin ki kan ruhtur.'
-NİETZSCHE
Reis'e ait okuduğum 4. kitap oldu. Daha önce benim için şu ana kadar okuduğum en yalın kitabı olan ve içerisinde 638 aforizma bulunan
Özgürlük Köleliktir
Savaş Barıştır
Cahillik Güçtür
1984, bizlere kapkaranlık bir dünyayı anlatan, her dönemde dünya siyasetinde karşılığını bulabileceğimiz, tarihsel altyapıya sahip, gerçekçi ve korkunç, totaliter rejimi eleştiren, insanların tek tipleştirilmesini anlatan ve zamanını aşan distopik bir eserdir. Big Brother kavramı, aslında tek
"Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü kanıtlayabilir hale geliyorsa, ruhun çalkantıları ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır ; o, ruhu kaplayan deridir."
Kendi gerçekliğim için bir dil bulamıyorum.
Teslim mi olmalıyım? Yalana başvurarak kolaylıkla yapabilirim bunu, bir tek sözcük, itiraf denilen bir söz yeter, 'özgür' olurum, yani benim durumumda benimle hiç ilgisi olmayan bir rol oynamaya mahkûm olurum.
Öte yandan, insan gerçekte kim olduğunu nasıl kanıtlayabilir ki? Ben bunu yapamıyorum. Peki gerçekte kim olduğumu, kendim biliyor muyum? Tutukevinde kazandığım ürkünç deneyim bu: Kendi gerçekliğim için bir dil bulamıyorum.
Herkese merhaba bugün Hakan Mengüç’ün ‘’Gitmeli Miyim Kalmalı Mıyım’’ kitabını inceleyeceğim. Kitabın hikayesi oldukça anlamlı. Çünkü az çok bizler de narsis insanlarla bir araya gelmişizdir. Bu hikayede de Aleyna adlı bir genç kadınımız var. Bu genç kadın ünlü olmak istiyor. Çünkü eğer ünlü olursa ailesine kendini kanıtlayabilir ve onların sevgisini kazanabilir şeklinde düşünmektedir. Şarkıcı olma yolunda karşısında çıkan Ertan isimli otel sahibi Aleyna’yı oldukça yıpratıyor. Çünkü o bir narsis Aleyna ise onun kurbanı olmuş durumda. Ama kitabın en güzel olayına gelecek olursam başlarda kendisi de narsis olan Aleyna yaşadığı bir iftira sonucu başka bir şehre yerleşiyor olanlardan kaçmak için. O şehirde yaşayan Selim adlı karakter Aleyna’nın öz benliğini bulmasına yardımcı oluyor.
Kitap daha çok karakterler üzerinden narsis insanları tanımlıyor. Onların nasıl davrandıklarını, ne tür ruh halinde olduklarından bahsediyor. Hakan Mengüç yine kalemini konuşturmayı başarmış. Herkese iyi okumalar dilerim.