Ya şimdi? Bütün hikmeti varoluşumun, yüzyılların biriktirdiği bilgi, nasıl da bir hiç oldu şu biçimsiz kumtaşına tutuluşumun yanında. Nasıl kavruluyor içim. Kendime ondan bakıyorum. Onun baktığı yerden bakıyorum halime, usanmadan, çıldırarak. Gördükçe kendimi, eriyip toprağa sızmak istiyorum. Tutulmak bu işte: Bin olası gözle görmek kendini. Ve zalimleştirdiğin gözlerle bakıp kendine, artık olmamayı istemek. Olmamayı dilenmeye vardırmak işi.