Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kur'an ve Sünnet'e sıkı sıkıya sarılan Emirel Mü'min'in!
Hilafet günleridir, genç Müslümanlar bir şikâyet için onun hüzurundadırlar. Gençler diyor ki: "Ya Emire'l-Mü'minin! Hanımlar mihr oranlarını arttırdıkça artırdılar. Birbirleri ile adeta yarışır gibi davranıyorlar. Biz de bundan dolayı evlenemiyoruz. Hanımları bu konuda uyarsanız da böyle yapmasalar!" Hr. Ömer (ra) gençlerin bu makul taleplerini hoş karşıladı ve o gün Mescid-i Nebevi'de bir hutbe verdi; hutbesinde bu meseleye değindi. O anda hanımlar bölümünden bir ses yükseldi. Seslenen hanım diyordu ki: "Ey Mü'minlerin Emiri! Sen nasıl Allah'ın bize verdiği hakkı bizden esirgiyorsun. Allah Kur'an'da: 'Onlara kantar kantar, yüklerle mehir verseniz bile geri almayın demiyor mu?" Bu itiraz karşısında Hz. Ömer'in (ra) tavrı nasıldır? Maslahatı mı konuşmuştur, yoksa anında geri adım atarak bu sözünden vaz mı geçmiştir? Halife, Allah'ın kitabına rağmen konuşmamak için: "Kadın isabet etti, Ömer ise hata etti!" demiş ve kendisini Allah'ın kitabını o kadın kadar bilmemekle kınamıştır. Bu tavır bize çok şey söylemelidir. Hadis ve Sünnet karşısındaki tutumuna gelince, bir mesele hakkında eğer Efendimiz (sas) konuşmuşsa Hz. Ömer (ra) anında onu uygulamış, eğer duymamışsa kendi içtihadına uygun hareket etmiştir. Kendi içtihat edip de sonra- dan Efendimiz'in (sas) o mesele hakkındaki hükmünü duyunca anında geri adım atmuş ve Efendimiz'in (sas) dediğini şartlar ne olursa olsun uygulanmıştır.
Sayfa 69 - Hz. ÖmerKitabı okudu
Jaynes'e göre, eğer insanlık iki mil­yon yıl boyunca konuşmuşsa, nasıl olup da hemen hemen hiç­ bir teknolojik gelişme kaydedilmemiştir?
Reklam
Eğer Tanrı mutlak iyi bir yaratıcıysa neden ondan korkmalıyız? Eğer bilgeliği sınırsızsa neden geleceğimizle ilgili kaygılanalım? Eğer her şeyi biliyorsa neden onu ihtiyaçlarımız konusunda bilgilendirip ve dualarımızla yoralım? Eğer o her yerdey se neden ibadethaneler ve tapınaklar dikiyoruz? Eğer gerçekten adil bir tanrıysa neden zayıf olarak yarattığı insanları cezalandırmasından korkalım? Eğer lütfu sonsuzsa insanları cezalandırmasının sebebi ne olabilir? Eğer gücü sonsuzsa ona nasıl karşı çıkabilir, nasıl dire nebiliriz ki? Eğer mantıklıysa kör olarak yarattıklarına ve mantıksız olma özgürlüğünü vererek yarattığı insanlara nasıl kızabilir? Eğer değiştirilemezse neden kararlarını değiştirmek için uğraşalım? Eğer aklımız onu anlamaya yetmiyorsa zihinlerimizi neden onun düşüncesiyle dolduralım? EGER ÇOKTAN KONUŞMUŞSA EVREN NEDEN İKNA OLMADI? Eğer Tanrı bilgisi en gerekli şeyse neden açık ve anlaşılır değil? - Systame de la Nature. London, 1781.
Fakat, o anda babası, nasıl ne dediğini bilmeden konuşmuşsa, Dragut Özben de ne dediğini bilmeden, bir Şarki Medeniyet hayranlığı tutturmuştur yıllarca. Bilhassa, bu sözlerin kulağına söylenmiş olması; bu tarihi şahsiyette, bütün kültürün ve hassaten Arap kültürünün kulaktan dolma bir şekilde tezahürüne sebebiyet vermiştir.
Sayfa 56 - iletişim
Bir gün nasıl anlatılabilir ki masallara sığmayan güzellikle. Gönüller buluşmuş ve konuşmuşsa zaman mı kalır geriye. Senin dışında akmışsa mekan, seni oraya çekmişse ipler; ne içinde ne dışındasın yaşamın. Su akıntısı olaylar aydınlığın aynasında. Kim bilir ki o gün senin hizmetine yol olmuş. İnsanlar sana doğru can olmuşsa. Kim inanır ki olanların sıradanlığına. Kalpler bir atıyor sözler çarpışıyorsa bu sırdır. İbrahim başka kalplerde aynı tahtı kurmuşsa ayna kırılmış perde ortadan kalkmıştır. Hele de aynı mekanda iki kalp bir olmuş; biri diğerinin gölgesine ram olmuşsa. Ayak izlerini görüyorum sevginin. Bu sırda bir selam var! Bu selamda coşkulu bir karşılama var. Umut bize el sallıyor sağlam hayâller ülkesinden.
Alp Arslan
Sonra, Ede Balı konuştu; o, ilk Sivrikaya gecesinde nasıl ve hangi sesle konuşmuşsa öyle. Önce: -Hey, Osmancık dedi, sana, kala kala iki öğüdüm kaldı: ululanma.. düşmanını hor görme.Sonra da, kısa bir aradan sonra da ekledi: -Buralardan çok uzaklarda bir mezar gördüm. Taşında şunlar yazılıydı: -Ey Alp Arslan'ın şanını göğe yükselmiş bilenler; gelin ve onun toprağına bakın. Alp Arslan'ı bil, Osmancık. Tanrıdan başka ulu varsa ve olursa ve olacaksa, ulular ulusuydu o. Ülkeler almıştı. ve, o bir avuç toprağa verilmeden önce, son nefesini vermeden önce, bir gaflet ânında, o bağışlamaz yarayı aldıktan sonra şöyle demişti: Bu ölümü, böyle ölümü hak ettim. Gençliğimde bir bilgin bana; alçak gönüllü ol, kuvvetine güvenme, düşmanlarını hor görme demişti. Bu öğüdü unuttum; kibrim yüzünden cezalandırılıyorum. Daha dün; Dünya, atımın ayakları altında titriyor sanırdım ve, kendi kendime: Sen Dünya'nın efendisi ve yenilmez savaşçısın, diyordum. Şimdi ise, gafletin yüzünden, cılız bir düşmanın darbesiyle ölüyorum. Bu ordular ve bu şeref, bu şan, bu taht artık benim değil; hiç bir şey benim değil.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
' Jaynes'e göre, eğer insanlık 2 milyon yıl boyunca konuşmuşsa, nasıl olup da hemen hemen hiç bir teknolojik gelişme kaydedememiştir?'
Okumadan geçmeyin !
Selman radıyallahu anh der ki: ‚Bir kötülüğü gizlice işlemişsen, (hemen) gizlice bir iyilik işle. Bir kötülüğü açıktan işlemişsen, (hemen) açıktan bir iyilik yap ki, bu onu dengelesin.‛ Unutma ki bizden önce yaşamış sâlih insanlar; kendilerine özgü, hiç kimsenin bilmediği, hatta ailesi nin, çocuklarının ve en yakınlarının bile haberdâr ol madığı
Sayfa 24 - ihlas kitap eviKitabı okudu
“....dil gibi iradi bir iletişim,yalan söyleme veya aldatma amacıyla yaratılmış olmalıdır.” !!! ...Jaynes’e göre eğer insanlık iki milyon yıl boyunca konuşmuşsa,nasıl olup da hemen hemen hiçbir teknolojik gelişme kaydedilmemiştir.Dile yararlı bir değer atfeden Jaynes’in bu sorusu,pozitif bir doğada saklı duran potansiyellerin dil ile birlikte açığa çıktığı varsayımına dayanmaktadır.”
Sayfa 75 - kaosKitabı okudu
Eğer Tanrı mutlak iyi bir yaratıcıysa neden ondan korkmalıyız? Eğer bilgeliği sınırsızsa neden geleceğimizle ilgili kaygılanalım? Eğer her şeyi biliyorsa neden onu ihtiyaçlarımız konusunda bilgilendirip ve dualarımızla yoralım? Eğer o her yerdeyse neden ibadethaneler ve tapınaklar dikiyoruz? Eğer gerçekten adil bir tanrıysa neden zayıf olarak yarattığı insanları cezalandırmasından korkalım? Eğer lütfu sonsuzsa insanları cezalandırmasının sebebi ne olabilir? Eğer gücü sonsuzsa ona nasıl karşı çıkabilir, nasıl direnebiliriz ki? Eğer mantıklıysa kör olarak yarattıklarına ve mantıksız olma özgürlüğü vererek yarattığı insanlara nasıl kızabilir? Eğer değiştirilemezse neden kararlarını değiştirmek için uğraşalım? Eğer aklımız onu anlamaya yetmiyorsa zihinlerimizi neden onun düşüncesiyle dolduralım? EĞER ÇOKTAN KONUŞMUŞSA EVREN NEDEN İKNA OLMADI? Eğer Tanrı bilgisi en gerekli şeyse neden açık ve anlaşılır değil?
Reklam
Köroğlu/Eşik
İnsan olarak hep kızıyoduk Bir insan olarak Köroğlu kızıyordu Köroğlu dünyayı bilirdi bu dünya doğdu doğalı karanlıktı Köroğlu bu dünyada Çocuktu Ağabeydi Delikanlıydı. Bu dünyada bir gömlek giymemişti ço- ken Kimse bilmezdi çocuklar nasıl yaşardı bu dünyada Köroğlu dağlarda koyun otlarmıştı,dağla rı anası gibi severdi Dağlarda Demircioğlu’nun,Köse Kenan’ın Koca Bey’in gezen adını duyardı Dağlarda bir avuç kendirini Bolu Beyi’nden kaçırmış insanlara rastlardı Fukaralara rastlardı Kiminle konuşmuşsa Kimi dinlemişse Gezmişse kiminle Karanlığı seveni görmemişti. Biz hepimiz böyle diyorduk Köroğlu susuyordu.
Fakat, o anda babası, nasıl ne dediğini bilmeden konuşmuşsa, Dragut Özben de ne dediğini bilmeden, bir Şarkı Medeniyet hayranlığı tutturmuştu yıllarca. Bilhassa, bu sözlerin kulağına söylenmiş olması; bu tarihi şahsiyette, bütün kültürün ve hassaten Arap kültürünün kulaktan dolma bir şekilde tezahürüne sebebiyet vermişti.
Sayfa 56 - iletişim
Jaynes'e göre, eğer insanlık iki mil­yon yıl boyunca konuşmuşsa, nasıl olup da hemen hemen hiç­ bir teknolojik gelişme kaydedilmemiştir?”
Hüsnü bey pek dindar sayılmazdı. Turgut'un kulağına ezanı fısıldarken de gene, Kadim Yunan gibi, bilmediği bir düzenin ezberciliğini yapıyordu... Fakat o anda babası, nasıl ne dediğini bilmeden konuşmuşsa, Dragut Özben de ne dediğini bilmeden, bir Şarki Medeniyet hayranlığı tutturmuştur yıllarca. Bilhassa, bu sözlerin kulağına söylenmiş olması; bu tarihi şahsiyette, bütün kültürün ve hassaten Arap kültürünün kulaktan dolma bir şekilde tezahürüne sebebiyyet vermiştir.
Sayfa 56
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.