Herim b. Hayyân el-Abdî anlatıyor: Kûfe’ye gitmiştim. Uveys’in dışında
bir işim yoktu, onu arıyordum. Onu Fırat kıyısında buldum, abdest alıyor
ve elbisesini yıkıyordu. G rünüşünden tamdım, saçlarını kazıtmış, gür
sakallı ve heybetli bir adamdı. Selam verdim ve musafaha etmek için elimi
uzattım. Benimle musafaha etm eyi' reddetti. Halini
Herim b. Hayyân, Hz. Ömer’in kumandanlarından ve Tâbiîn’in zühdüyle zirveye ulaşmış isimlerindendi. Hasan-ı Basrî gibi isimlere üstadlık da yapmış olan Herim, Hz. Ömer’in Üveys-i Kârânî hakkındaki sözlerini işittikten sonra, onu aramak için yollara düşmüştü. Tek dileği onunla görüşüp hayır duasını almaktı.
Yemen’de, Hicaz’da, Irak’ta diyar diyar
güzelim sevdiğim kardeşim dostum
bağışla beni
elim varmıyor adına dokunmağa
oysa nasıl da özledimdi
o sular gibi sesini senin
oysa diyecektim ki
nasılsın ikigözüm
nasılsın ruhum benim
Dostoyevski, “İnsancıklar” adlı kitabında: “Çok tuhaftı, ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu.” diyor.
İnsanın içine atmasının, güçlü görünmeye çalışmasının en yorucu hali bu olsa gerek.
Galiba çok kırılmak da insanda umursamamazlık duygusu yaratıyor.
Alıştım zaten, diyorsun ya, he işte o mahvediyor...
İçe atmak, içte boğulmak, içte tükenmek…
Kendi kendine savaş vermek, başkaları için.
Ama artık kendin için, dedim. “Kendim için!”
Her şeyden sürekli şikayet eden ya da şikayet etmeye bahane arayan,
sürekli mızmızlanan, haksızlığa uğradığını düşünen, dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen, başkalarını sürekli eleştiren, kendine aynada asla bakmayan, sadece kendini düşünen, kendi dertleriyle anı egale etmeye çalışan,
sürekli olumsuzluk taşıyan, ruhumu yoran insanlarla bağımı inceltmeye karar verdim.
Bir kere bile içten bir “nasılsın, bir derdin var mı?” demeyen, kendi karanlığına beni çekmeye çalışan insanları hayatımdan uzaklaştırıyorum.
Benim gökyüzümü de karartmalarına izin vermiyorum
Ruhuma, gönlüme iyi gelen ne/kim varsa artık…
.
güzelim sevdiğim kardeşim dostum
bağışla beni
elim varmıyor adına dokunmağa
oysa nasıl da özledimdi
o sular gibi sesini senin
oysa diyecektim ki
nasılsın ikigözüm
nasılsın ruhum benim