İpe Un Serrmek; Kendisinden bir hizmet beklenen veya verilen görevi yerine getirmesi umulan kişilerin, çeşitli bahaneler öne sürerek yavaş davranmaları yahut işin yapılmasına engel olmaları hâlinde söylenen bu deyim, Nasrettin Hoca'ya atfedilen bir hikâyeden kaynaklanır. Rivayete göre, Hoca merhumun bir komşusu varmış. Ödünç aldığı eşya yahut araç gereci geri getirmekte ihmalkâr davranır, unutturabilirse hiç geri getirmez yahut o kadar hoyrat kullanırmış ki, ne alırsa bozuk, kırık, delik, kopuk, sakat olarak iade edermiş. Hoca bu komşusuna, önceleri hatırını sayarak bir şey söyleyememişse de içten içe öfkelenip artık ödünç bir eşya vermemeye ahdetmiş. Ertesi gün, komşusunu kapıda görünce, "Tamam, demiş içinden, bu sefer ne istese vermeyeceğim." Adam her zamanki pişkinlikle, — Hocam, demiş, urgan lâzım oldu, sizinkini ödünç alabilir miyim? Hoca, derhâl bir mazeret uydurmak için zihnini kurcalamışsa da aklına bir çare gelmemiş. O sırada hanımının un elemekte olduğunu görüp, — Kusura bakma komşu, bizim hanım urgana un serecek. — Aman hocam, hiç ipe un serilir mi? — Vallahi komşu, vermeye gönlüm olmayınca ipe un da serilse yeridir!
Nasrettin Hoca'ya atfedilen hikayeden;
İpe un sermek; Rivayete göre, Hoca merhumun bir komşusu varmış. Ödünç aldığı eşya yahut araç gereci geri getirmekte ihmalkar davranır, unutturabilirse hiç geri getirmez, yahut o kadar hoyrat kullanırmış ki, ne alırsa bozuk, kırık, delik, kopuk, sakat olarak iade edermiş. Hoca bu komşusuna, önceleri hatırına sayarak bir şey söyleyememişse de içten içe öfkelenip artık ödünç bir eşya vermemeye ahdetmiş. Ertesi gün, komşusunu kapıda görünce, "Tamam, demiş içinden, bu sefer ne istese vermeyeceğim." Adam her zamanki pişkinlikle: - Hocam, urgan lazım oldu sizinkini ödünç alabilir miyim? Hoca derhal bir mazeret uydurmak için zihnini kurcalamışsa da aklına bir çare gelmemiş. O sırada hanımının un elemekte olduğunu görüp, - Kusura bakma komşu, bizim hanım urgana un serecek. - Aman hocam, hiç ipe un serilir mi? - Vallahi komşu, vermeye gönlüm olmayınca ipe un da serilse yeridir.
Sayfa 112 - Kapı Yayınları
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
https://1000kitap.com/Nordavind/Duvar/ kaynaklı,
NigRa
NigRa
tahrikli Aziz Nesin etkinliği için ismimi yazdırdığımda, bu kadar yoğun olacağımı düşünmemiştim açıkçası. Dört Dostoyevski kitabı bekliyor hala. Delikanlı'yı okuyabilirsem umarım yetiştireceğim onu etkinliğe. Aziz Nesin'i ortaokuldan, 20'li yaşların ortasına
Koltuk
KoltukAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2016631 okunma
İPE UN SERMEK Kendisinden bir hizmet beklenen veya verilen görevi yerine getirmesi umulan kişilerin, çeşitli bahaneler öne sürerek yavaş davranmaları yahut işin yapılmasına engel olmaları hâlinde söylenen bu deyim, Nasrettin Hoca'ya atfedilen bir hikâyeden kaynaklanır. Rivayete göre, Hoca merhumun bir komşusu varmış. Ödünç aldığı eşya yahut araç gereci geri getirmekte ihmalkâr davranır, unutturabilirse hiç geri getirmez yahut o kadar hoyrat kullanırmış ki, ne alırsa bozuk, kırık, delik, kopuk, sakat olarak iade edermiş. Hoca bu komşusuna, önceleri hatırını sayarak bir şey söyleyememişse de içten içe öfkelenip artık ödünç bir eşya vermemeye ahdetmiş. Ertesi gün, komşusunu kapıda görünce, "Tamam, demiş içinden, bu sefer ne istese verm- eyeceğim." Adam her zamanki pişkinlikle, — Hocam, demiş, urgan lâzım oldu, sizinkini ödünç alabilir miyim? Hoca, derhâl bir mazeret uydurmak için zihnini kurcalamışsa da aklına bir çare gelmemiş. O sırada hanımının un elemekte olduğunu görüp, — Kusura bakma komşu, bizim hanım urgana un serecek. — Aman hocam, hiç ipe un serilir mi? — Vallahi komşu, vermeye gönlüm olmayınca ipe un da serilse yeridir!
53) İpe Un Sermek: Kendisinden bir hizmet beklenen veya verilen görevi yerine getirmesi umulan kişilerin, çeşitli bahaneler öne sürerek yavaş davranmaları yahut işin yapılmasına engel olmaları hâlinde söylenen bu deyim, Nasrettin Hoca'ya atfedilen bir hikâyeden kaynaklanır.         Rivayete göre, Hoca merhumun bir komşusu varmış. Ödünç aldığı eşya yahut araç gereci geri getirmekte ihmalkâr davranır, unutturabilirse hiç geri getirmez yahut o kadar hoyrat kullanırmış ki, ne alırsa bozuk, kırık, delik, kopuk, sakat olarak iade edermiş. Hoca bu komşusuna, önceleri hatırını sayarak bir şey söyleyememişse de içten içe öfkelenip artık ödünç bir eşya vermemeye ahdetmiş.    Ertesi gün, komşusunu kapıda görünce, "Tamam, demiş içinden, bu sefer ne istese vermeyeceğim."  Adam her zamanki pişkinlikle,  — Hocam, demiş, urgan lâzım oldu, sizinkini ödünç alabilir miyim?    Hoca, derhâl bir mazeret uydurmak için zihnini kurcalamışsa da aklına bir çare gelmemiş. O sırada hanımının un elemekte olduğunu görüp,    — Kusura bakma komşu, bizim hanım urgana un serecek.    — Aman hocam, hiç ipe un serilir mi?    — Vallahi komşu, vermeye gönlüm olmayınca ipe un da serilse yeridir!
İPE UN SERMEK Kendisinden bir hizmet beklenen veya verilen görevi yerine getirmesi umulan kişilerin, çeşitli bahaneler öne sürerek yavaş davranmaları yahut işin yapılmasına engel olmaları hâlinde söylenen bu deyim, Nasrettin Hoca'ya atfedilen bir hikâyeden kaynaklanır. Rivayete göre, Hoca merhumun bir komşusu varmış. Ödünç aldığı eşya yahut araç gereci geri getirmekte ihmalkâr davranır, unutturabilirse hiç geri getirmez yahut o kadar hoyrat kullanırmış ki, ne alırsa bozuk, kırık, delik, kopuk, sakat olarak iade edermiş. Hoca bu komşusuna, önceleri hatırını sayarak bir şey söyleyememişse de içten içe öfkelenip artık ödünç bir eşya vermemeye ahdetmiş. Ertesi gün, komşusunu kapıda görünce, "Tamam, demiş içinden, bu sefer ne istese vermeyeceğim." Adam her zamanki pişkinlikle, — Hocam, demiş, urgan lâzım oldu, sizinkini ödünç alabilir miyim? Hoca, derhâl bir mazeret uydurmak için zihnini kurcalamışsa da aklına bir çare gelmemiş. O sırada hanımının un elemekte olduğunu görüp, — Kusura bakma komşu, bizim hanım urgana un serecek. — Aman hocam, hiç ipe un serilir mi? — Vallahi komşu, vermeye gönlüm olmayınca ipe un da serilse yeridir!
Resim