Nastûri isyanı
1923 Sonrası Kürt İsyanları Yukarıda söylediğimiz gibi, Lozan Antlaşmasından sonra­ki günler verilen sözler unutulmuştu. Ve ardından da siyasi asimilasyon politikası başlatılmıştı. Kiirtler, aldatıldıklarını anlar anlamaz, askeri olarak karşı durmaya başladılar. 10 yıl süren başkaldırı ve devrim dönemine girmiş oldular.İlk Kürt başkaldırısı, Hakkari-Diyarbakır arasındaki bölge­de Ağustos 1924’de başladı. Nasturi Kürtleri, Türk yönetimi­ne karşı silahlarını çevirip, birçok bölgenin yönetimini ele ge­çirdiler. Bunun üzerine Türk Ordusu, Kürdistan’daki gücünü geliştirdi ve daha sonra detaylı, yaygın bir biçimde 1924 Ka­sım’ma kadar saldırılarını sürdürdü. Nasturi Kürtleri’nin mü­cadelesi ve devrimi kana boğuldu.İkinci başkaldırı, 1925 Şubat’ında patladı. 13 Şubat’ta, Kürtlerin siyasi ve dini lideri Şeyh Sait, Mustafa Kemal Hü­kümeti’ne başkaldırarak, başta Diyarbakır, Bingöl, Muş, Der­sim, Bitlis, Van olmak üzere 12 şehri kapsayan bölgeyi özgür­leştirdi. Bu ayaklanma, PKK’ninkinden sonra en önemli ayaklanma olarak değerlendiriliyor. Ve Ankara’yı, Mustafa Kemal’in kendisini çok huzursuz etti! O da, isyanı bastırsın diye, büyük bir askeri operasyon başlattı. 62 gün boyunca, 13 ŞubaLtan 15 Nisan’a kadar, savaş alanındaki askeri güçlerin Kürtlere saldırılarını bizzat kendisi Ankara’dan yönetip, isya­nın sonucu olan 31 Mayıs 1925’e kadar sürekli yöneticilere direktifler vererek askeri harekatı sonuçlandırmıştı. Kürt dev­rimcileri hiçbir yerden yardım alamadıkları için yenildiler.
Nastûrî Nayanın öldürülmesi
Hızla hareket eden birlikler Nayan'ın obasına vardılar ve isyancı ön­deri bastılar. Kubilay, dört filin sırtındaki bir tahtırevanda taşınıyordu. Artık yetmiş iki yaşındaydı, gut ve romatizma hastasıydı ama bu zor­luklara karşın çatışma alanına gitmekte ısrar etmişti. İki ordu karşılaş­tığında Moğollar "havayı titretecek kadar çok sayıdaki davullarıyla bo­rularını" çaldılar. Ulu Kağan'ın davulları vuruldu ve birlikler harekete geçti. Önce okçuların atışları yapıldı, sonra ordular yaklaştıkça kargılar, kılıçlar ve demir topuzlar ortaya çıktı. Çatışma sabahtan öğlene dek sürdü ve sonunda Nayan'ın aleyhine döndü. Birlikleri kaçmaya başladı, kovalayan Moğollar da çoğunu yakalayıp öldürdü. Nayan da esir düştü ve Moğolların hükümdar öldürme geleneklerine uygun olarak, kanı dö­külmeden idam edildi: [Nayan] bir halıyla sımsıkı sarılmıştı; sağa sola o kadar çok itilip kakılıp atıldı ki öldü. Sonra onu halının içinde ölüme terk ettiler. Böyle öldürdüler çünkü Tatarlara göre han soyundan gelenlerin kanının yere dökülmemesi gerekiyordu. Nayan Nasturi Hıristiyan olduğu halde, isyanı sonrasında Kubilay topraklarında Hıristiyanlara saldırı olmadı. Kubilay burada, yakın zamanda verdiği siyasi kararlarından daha dengeli ve akıllıca davrandı. Yine de hükmüne karşı Moğolların muhalefetini sona erdiremedi. Kadarı tehdidi ömrü boyunca kaldı. Kaydu, 1288 ve 1289'da Kubilay birliklerini tacizi sürdürdü.
Reklam
Nastûri isyanı
Nasturi İsyanının çıkış zamanlaması, henüz Musul’un kimde kalacağının belirlenemediği bir döneme rastlaması açısından önemlidir.Çünkü Lozan Barış Antlaşması’yla yeni sınırlar belirlenirken Musul konusunda bir anlaşma sağlanamamış ve Türkiye-Irak sınırının belirlenmesi daha sonraya bırakılmıştır. İşte böylesi bir ortamda Musul’u kendi denetimindeki bölgeye almak isteyen İngilizler birtakım tertiplerin peşine düşmüşlerdi. İngilizler, Erbil, Kerkük ve Rewanduz bölgelerinde silahlandırdığı Nasturileri Hakkari bölgesine göndermekteydi.İngilizlerin böyle davranmalarındaki temel amaç, petrol bakımından zengin olan bölgeyi ellerinde tutabilmekti. İngilizler, uluslararası kamuoyunu kendi lehlerine çevirebilmek ve Musul’u elde edebilmek için her yolu denemekten yanaydı.Bu yolların en başında ise bölgede bir karışıklık çıkarmak gelmekteydi. 28 Eylül 1924 tarihine kadar süren çarpışmalarla Nasturiler tarafından başlatılan ayaklanma bastırılırken Nasturilerin çoğu İran’a kaçtı. İngilizlerin desteği ve propagandaları sonucunda başlatılan ve Musul petrolünü denetimde tutmayı amaçlayan bu ayaklanma ve bastırma harekatı sonrasında kesin bir sonuca ulaşılamadı. Nasturi Ayaklanması aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra doğuda meydana gelen ilk ayaklanmadır.