528 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Dikkat spoiler içerir. Aleksey Danilov yıllar önce Türker tarafından esir edilmiş, iki parmağından olmuş bir yüzbaşıdır. Bir savaş sırasında hayatını kurtardığı için Dimitriy'in adını Marfa ile evliliğinden olan oğluna vermiştir. 1812 yılında Napoleon Bonaparte, Moskova sınırına dayanmıştır ve Aleksey de Dimitriy, Maksim, Vadim ile beraber
On İki
On İkiJasper Kent · Can Yayınları · 2010577 okunma
"Sadece alışkanlık haline geldiği için yaşıyordu"
"Kibir, gerçek üzüntüyle en bağdaşmayan duygudur. Bununla birlikte bu duygu insanın yapısına öyle işlemiştir ki, insan en büyük üzüntüyü çekerken bile onu çok ender olarak uzaklaştırabilir. Kederde kibirlilik, üzgün veya talihsiz ya da katıyürekli görünme isteğiyle ortaya konur ve itiraf edemediğimiz, ama hemen hemen hiçbir zaman, hatta en büyük üzüntüde bile bizi bırakmayan bu bayağı istekler, üzüntümüzü güçten, erdemden ve içtenlikten yoksun bırakır. Natalya Savişna da talihsizliğinden o kadar derin etkilenmişti ki, ruhunda tek bir istek kalmamıştı, sadece alışkanlık haline geldiği için yaşıyordu"
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
“Tonya Hala aklını oynatmış,, Natalya ise sürgüne gitmiş, her ikisi de aşk yüzünden olmuş.”
Hazırladığı elbise ve başlığı giyerek yastıklara yaslanmış ve son dakikasına kadar papazla konuşmakta devam etmiş. Sonra fakirlere birşey bırakmadığını hatırlayarak, on ruble çıkarmış, bunun kilisede dağıtılmasını rica etmiş; daha sonra istavroz çıkarmış, uzanarak sevinçli bir tebessümle, Allahın adını anarak son nefesini vermiş. Hayatını esef etmeden terk etmiş, ölümden korkmamış, onu bir nimet olarak kabul etmiş! Bu, çok kere söylendiği halde, hakikat olarak pek az görülen bir şeydir! Natalya Savişna ölümden korkmıyabilirdi, çünkü o İncil’in ahkâmına tamamiyle uymuş ve sarsılmaz bir imanla göçmüştü. Hayatı temiz, riyasız bir aşkla doluydu. Onun inancı daha yükseklere ve hayatı daha yüce gayelere ulaşabileceği halde biraz geri kaldığı için, temiz ruhu daha az mı sevgi ve hayranlığa lâyıktır? O esef etmeden ve korkmadan ölmesiyle, hayatta , en iyi, en yüksek bir meziyet göstermiş oluyor. Annemin mezarı üzerinde yapılmış olan küçük kilise civarına kendi arzusu ile gömülmüştü. Altında yattığı ısırgan ve kel otlarının bürüdüğü tümsek, siyah bir parmaklıkla çevrilmişti. Kiliseden çıkınca hiç bir vakit bu parmaklığa yaklaşıp önünde eğilmeyi unutmam.
Geri144
445 öğeden 441 ile 445 arasındakiler gösteriliyor.