🍀🍀 Nisan 2023 İzlenen Yapımlar 🍀🍀
°
Nerede böyle hüzünlenmek o zaman;
İçip içip ağlamak,
Uzaklara dalıp şarkı söylemek;
Hafta sekiz ben eğlentide;
Bugün saz, yarın sinema,
Beğenmedin Aile Bahçesi;
Ekim Ayı Okuduğum Eserler
Hedef: 30 Okunan: 71
Okuduğum Eserler:
1- 
Mizancı Mehmed Murad & 
Turfanda mı Yoksa Turfa mı ?
2- 
Diyanet Aile Dergisi - Sayı 1 - Ocak 2019
3- https://1000kitap.com/yazar/ahmet-mithat-1 & 
Dolaptan Temaşa
4-
Alıntı ve İncelemelerimMizancı Mehmed Murad & Turfanda mı Yoksa Turfa mı ?
İnceleme: #140062054 Alıntılar: #140062143
Diyanet Aile Dergisi - Sayı 1 - Ocak 2019
İnceleme: #140104612 Alıntılar:
National Geographic Türkiye - Sayı 204 (Nisan 2018)National Geographic Türkiye · Group Medya · 201848 okunma
Dünyanın her yanında görülen talihsiz bir durum var: İnsanlar ırk, din ve kültür farkına bakmaksızın onlarca, hatta yüzlerce yıl boyunca birlikte yaşıyorlar. Sonra birdenbire, komşularınız saygı duyduğunuz, yemeğe çağırdığınız, yardımlaştığınız ya da evlendiğiniz kişiler olmaktan çıkıyor. Bu tanıdık yüzler Onlar, Düşman veya Başkası hâline geliyor. Gruplar arasındaki çatışma sırasında kişisellik ortadan kalkıyor, empati ve güven yok oluyor. Nijerya'daki sığır çobanları ile çiftçiler arasında olduğu gibi, Fransa'da ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde de ülkenin yerlileri ile göçmenler arasında benzer şeyler yaşanabiliyor. Söz konusu durumlar birbirinden çok farklı ve farklılıklar da çok önemli. Ancak sorunlarının ortak kökeni de aynı derecede önemli: Uzmanlık alanı evrimsel psikoloji olan John Tooby'nin deyişiyle, insanların tümü “kimlik çılgını.” Elimizde değil; daha doğuştan Biz ve Onlar ayırımını yapmaya programlıyız. Kaçınılmaz olarak (ve kimi zaman da bilinçsizce) Bizi kayırıyoruz. Özellikle de tehdit altında olduğumuzu hissettiğimiz durumlarda.
İnsanlar, bu özelliği karıncalardan somonlara ve makaklara kadar daha birçok canlıyla paylaşıyor. Diğer canlıların asla yapmadığı bir şey varsa o da grup algılarını ve hareketlerini değiştirmek. Yugoslavlar, birbirleriyle savaşan Hırvat, Sırp ve Bosnalılara dönüştüğü sırada, kuşlar ve arılar kendi topluluklarında kalmayı sürdürdüler. Yalnızca insanlar -Hutular ve Tutsiler- aynı toprakları yüzlerce yıl boyunca barış içinde paylaştıktan sonra artık aynı ülkenin vatandaşı olmadıklarına karar verebiliyor.
Sayfa 78Kitabı okudu
Son otuz-kirk YIL içinde, genetik üzerine çalıştın araştırmacılar insan hakkında iki büyük gerçeği ortaya çıkardı. Birincisi, tüm insanlar birbirleriyle yakından akraba. Günümüzde insan sayısı şempanzelerden çok daha fazla olsa da, birbirimize onların olduğundan çok daha yakınız. Herkes aynı gen koleksiyonuna sahip ama tek yumurta ikizleri
Sayfa 60Kitabı okudu
TERAZİNİN AĞIR BASAN KEFESİ
Yunanistan’dan Çin’e kemerler gevşetiliyor. 2017’de tıp dergisi Lancet’ta yayımlanan bir araştırma kapsamında, yaklaşık 130 milyon kişinin vücut kütle endeksi (VKE) ölçülmüş ve obez yetişkin sayısının 1970’lerden bu yana neredeyse yedi kat arttığı görülmüş. Bunların çoğunluğu, günümüzde Çin ve ABD’de bulunuyor. 2016’da yapılan benzer bir araştırma ise yetişkinlerin ağırlığının, aynı zaman dilimi içinde, her on yılda ortalama 1,36 kilogramdan fazla arttığını ortaya koyuyor.
Obez çocuk ve genç sayısı 1975’te 11 milyonken, bu sayı 2016’da 124 milyona yükselmiş. Bu sayı Polinezya ve Mikronezya’da yoğunlaşıyor, ardından Kuveyt, ABD ve Bermuda geliyor. Böyle devam ederse 2022’ye geldiğimizde dünyadaki obez çocuk sayısı, ağırlığı gerekenin altında olan çocuk sayısını aşacak.
Peki suç kimde? Dünya Sağlık Örgütü’nden çocuk obezitesi uzmanı Juana Willumsen, “Geçtiğimiz 10 yılda yaşam tarzlarında yaşanan hızlı değişim,” diye yanıtlıyor. Ucuz abur cubur, köyden kente göç ve ekranlara kitlenen eğlence anlayışı; hepsinin göbeklerin büyümesinde rolü var. Willumsen, kalp hastalığı ve diyabet gibi sağlık sorunları obeziteyle bağlantılı olduğu için “sağlık sistemleri ile toplumun sırtına binen çok ağır bir yüke bakmaktayız,” diyor.
Sayfa 36Kitabı okudu
HERKESİN BİR TARZI VAR
Bir araştırma, evden çıkarken kedileri için radyoyu açık bırakanların Tekir’e iyilik etmediğini söylüyor. Araştırmacılar kedilerin insanlar için yapılan müzik ile tiz kedi sesleri ve mırlama veya süt emme temposuyla bestelenmiş müziğe nasıl tepki verdiğini incelemiş. Kediler klasik eserlere burun kıvırırken kendileri için yazılan müziğe yanıt vermiş, hatta bazen gidip hoparlöre sürtünmüşler. Wisconsin Üniversitesi’nden psikolog Charles Snowdon, “İnsanların neden müzik çaldıkları ve bunun kime yararı olduğu hakkında daha dikkatli düşünmesini sağlamaya çalışıyoruz,” diyor.
Sayfa 34Kitabı okudu
NE YARDAN, NE S ERDEN
WWF–Türkiye ve BirdLife International’ın 1987’den beri yürüttüğü araştırmalar, Doğu Karadeniz’de yaygın olan atmacacılığın hem atmacalara, hem de atmaca yakalarken kullanılan diğer türlere büyük zarar verdiğini ortaya koydu. Bilinçlendirme kampanyalarıyla WWF–Türkiye, bölge halkını, atmacacılığın bu biçimde yürütüldüğü sürece “kabul edilemez ve etik değerlere aykırı” olduğuna ikna etti. Çabalar meyve verdi: 2015 tarihli bir rapor, yakalanan atmaca sayısının %50 azaldığını, ayrıca yırtıcı kuşların atmacacılık adına öldürülmesinin de neredeyse sona erdiğini gösterdi. 30 yıl önce akıllarda bir soru vardı: Köklü bir gelenek ile yaban hayatı karşı karşıya gelirse hangisinden vazgeçmek gerekir? Belli ki hiçbirinden.
Sayfa 26Kitabı okudu
RENKLİ KONUKLAR
Nisan ortalarında, elinizde bir dürbünle İstanbul’da yüksek bir noktadan Boğaz’a doğru bakarsanız, manzaranın yanı sıra büyüleyici bir doğa olayına da tanık olabilirsiniz: İstanbul’daki yırtıcı kuş göçü. Her yıl yaklaşık 500 bin –kimi tahminlere göre bir milyon– yırtıcı kuş, Afrika ile Doğu Avrupa arasındaki göçleri sırasında İstanbul’dan geçiyor. Rakamlar etkileyici, ancak konu Türkiye ve kuş göçü olunca bir istisna değil: Türkiye 200’ü aşkın türün göç yolu üzerinde yer alıyor.
Birçok tür, göç sırasında çeşitli yaşam alanlarını tolere edebiliyor; kimi türler ise beslenmek ve dinlenmek için başta sulakalanlar olmak üzere bazı önemli alanlara bağımlı. Ancak Anadolu’yu aşan göçmenler, eskiden dinlenebilecekleri 10-15 alan bulabilirken, günümüzde 2-3 seçenek ile yetiniyor. Türkiye’deki bazı göllerin artık neredeyse hiç su tutmaması veya tarımsal sulama nedeniyle fazla su tutup seddeli havuzlara dönmesi kuşların işini zorlaştırıyor. Ayrıca yüksek gerilim hatları, cam kaplı yüksek binalar ve rüzgâr santralleri gibi yapılar göçlere köstek oluyor. Kaçak avcılık da halen ciddi bir sorun.
Türkiye kuşlar için önemli bir ülke. Kuşların da Türkiye için önemli olduğu –ve birkaç önlemin hayata geçirildiği– gün, çok sevdikleri bu topraklarda rahat bir nefes alacaklar.
Sayfa 16Kitabı okudu
National Geographic Türkiye - Sayı 204 (Nisan 2018)National Geographic Türkiye · Group Medya · 201848 okunma
National Geographic Türkiye - Sayı 204 (Nisan 2018)National Geographic Türkiye · Group Medya · 201848 okunma
Kolera krizi
Nisan 2017’den bu yana Yemen’de bir milyondan fazla kolera şüphesi taşıyan vaka bildirilmiş. Uluslararası abluka sürdüğü ve tıbbi malzemeler ancak İtal olarak sağlığına bildiği için salgının kontrol altına alınması ve tedavisi zor ulaşmış.
Sayfa 120Kitabı okudu
...kutup ayıları üzerine çalışan uzman Steven Amstrup, petrol şirketlerinin, örneğin ayıların kışlık inlerinden çıkıp denize açıldıkları nisan ayına kadar arama faaliyetlerine kısıtlama getirerek, ayılar üzerindeki etkilerin sınırlandırabileceğini söylüyor. Ancak bu tür önlemler, Amstrup'a göre büyük resmi göz ardı ediyor. "Kutup ayılarını nasıl kurtaracağımızı zaten biliyoruz," diyor. "Yakıt olarak petrol kullanmayı bırakmamız gerek. Bunu yapmazsak getirdiğimiz bütün düzenlemeler anlamsız kalacak. Küresel ısınmayı durdurmadığımız sürece hiçbirinin anlamı yok."
Sayfa 150 - National Geographic TürkiyeKitabı okudu
dış görünüş
Irk ne demek gerçekten?
Bilim,genetik veya bilimsel temeli olmadığını söylüyor.Büyük oranda bizi tanımlamakta ve ayırmakta kullanılan uydurma bir yafta.
Sayfa 55