“İlk dünya günü’nü 50 yıl önce kutladık. Peki, 50 yıl sonra bizi ne bekliyor? Olasılıklar pek de iç açıcı değil.”
Olasılıklar iç açıcı değil, şöyle bir kafamızı kaldırdığımızda bile bunu anlayabiliriz. Bu hiçte zor değil, yeter ki bakmasını bilelim nasıl bir katliama ortak olduğumuzu anlamak zor olmayacaktır. Kozmetik ürünlerini kullanmak,
Sayıda neler yoktu ki. Yine dolu dolu bir sayı okuduk. Agar ve bakterilerin sanat eserine dönüşmesinden, eski kıyafetlerin geri dönüşümüne, mercan resiflerini kurtarma çabalarından, Okullu Chibok Kızları boko haram tarafından kaçırılan Nijeryalı gençlerin yitirdikleri yarınları geri alma çalışmalarına, Alaska'da buza dönmüs göllerin fotografları
George 25 Mayıs’ta bir
polisin boynuna dizini bastırması sonucu
yaşamını yitirmişti ve cenazesini fotoğraf-
lamak için Houston’a gitmiştim. Kiliseye
girip George’u fotoğraflama iznim olmasına
rağmen tam 12 dakika boyunca hiç fotoğraf
çekmediğimi söyleyerek söze başladım.
Arkamdaki insanlar, “Hadi ama,” deyip duruyorlardı.
Sırada bekleyenler vardı.
Ama benim açımdan George’un bedenine teşekkür etmem önemliydi.
Yaşamı için teşekkür ettim.
Ölümünün sonucu bize sunduğu olanaklar için teşekkür ettim.
Öykülerin gidişatını değiştirecek şeyler için; ölümüyle bize getireceği olanaklar için teşekkür ettim ona...
Güzellik özel durumlar için, genetik piyango-
sunun talihlileri için saklanan bir tanımdı. Hatta
yük dahi sayılabilirdi, çünkü insanları tedirgin edi-
yordu. Göz korkutuyordu. Güzellik müstesnaydı.
Fakat plastik cerrahideki ilerlemeler, kişi-
selleştirilmiş ve etkili beslenme şekilleri, spor
endüstrisindeki gelişmeler, şekillendirici korse-
lerin icadı, Botoks ve dolguların yanı sıra akıllı
telefonlardaki selfie filtrelerinin yükselişi el ele
vererek daha güzel görünmemize –ve müstesna
görünmeye biraz daha yaklaşmamıza– yardımcı
oluyor
1909 yılından 2003 yılına kadar olan Türkiyeyi fotoğraflar ve fotoğraflara ait bilgi notlarıyla anlatan bir sayı.
İnanılmaz zevkli ve heyecan verici, mutlu etti :)
Yeteri kadar uzun süre boyunca öykünün peşinden giderseniz, insanların zor durumlarda yollarını nasıl bulduklarını görürsünüz.
“Bu onların Öyküsü,’ diyerek geçmemeliyiz. Yaşananlardan ders almalıyız.”
YAYILMAYI DURDURMAK
20. Yüzyılda otomobillerle tanıştık ve bu teknolojiyi o kadar benimsedik ki kentlerimizi onlara göre tasarlayıp otoparklar ve çevreyolları inşa ettik. Geleceğin kentlerini tartışan uzmanlarsa bu kentlerin artık insanlar için tasarlanması gerektiğini söylüyor.
Otomobillerin hayatımıza girmesiyle önü açılan kentsel yayılma; iklime, kesemize, akıl ve beden sağlığımıza zarar veriyor. Onyıllardır ABD’deki kentsel yayılmayla mücadele eden kentsel tasarım hareketi Yeni Şehircilik’in öncülerinden Peter Calthorpe, yeni kentlerin özünde paylaşılan alanların yer alması gerektiğini söylüyor. “Kendinize özel bir arka bahçeniz değil, kocaman bir parkınız var. Tüm zamanınızı oturma odanızda geçirmek yerine bir bara veya kafeye gidiyorsunuz. Kendi arabanızı sürmek yerine toplu taşımayı kullanıyorsunuz,” diyor.
“ Çin birlikleri Kasım 1950’de sürpriz bir saldırıda bulunduğunda ABD Sekizinci Ordusu’nun kanadını 5190 kişilik Türk Tugayı korumuştu. Çok az mühimmat ve yiyeceğe sahip olan Türkler süngü, sopa ve yumruklarıyla iki gün boyunca savaşmıştı. BM kuvvetleri komutanı General MacArthur bu gözü pek Türkler için ‘yiğitlerin yiğidi’ diyordu.”
Doğum günleri, yıldönümleri, dini bayramlar, resmi tatiller... İster bireysel ister ulusal ya da uluslararası olsun, özel günleri seviyor, kutlamaya doyamıyoruz.