Aysun

Daha iyi açıklanamazdı
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tâ­yin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir mâ­nası ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye ya­rar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesin­den başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilâkis yolundan alıkor seni. Kötümser olursun, apışır kalırsın, ezilirsin. Hakikati ol­duğu gibi görmek... Yani bozguncu olmak... Evet bozgunculuk de­nen şey budur, bundan doğar.
Reklam
...Herkes kendi boşluğunu bir parça duygu ile doldurmak, kendini süslemek istiyor, fakat musikîden o kadar anlamıyorlar ki, şarkıları güfteleri için seviyorlar.
Siz de bilirsiniz ki zevk denen yüksek şeyin bizim içimizde içgüdüden kolaylığa kadar giden bir yığın karşılığı vardır. Zevkten ümit kesildi mi onlara kolayca teslim oluruz. İşler karışınca zevkten ümit kesilir. Musikî denince herkes, evvelâ “Hangi musikî?” sualini kendisine soruyor. Bu sual bir kere soruldu mu sizin zevk, üslûp dediğiniz şeyler yoktur artık. Sonra kulağın herkeste ayarı bozuldu. Radyo devrindeyiz. Musikîyi nadir bir şey gibi dinlemiyoruz. O, romatizma, nezle, para sıkıntısı, harp ihtimali, çok geçimsizlik gibi günlerimizin tabiî arkadaşı oldu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu evvelâ üzerimden bahsettiğim ağırlığın kalkmasıyla başladı. Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hattâ dünyaya bakışım, eşya­yı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vakıa bunlar bir günde ol­madı. Hattâ çok güçlükle ve adım adım oldu. Hattâ çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Sabır, insan oğlunun tek kalesidir... Ben bu kalenin içinden onu dinliyorum. Fakat duvarları bu oda­ da çok ince.
Reklam
Reklam
849 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.