Bir fincanın kahvenin, kırk yıl hatırı varmış.
Ben kırk yılı bilmem, on yılda bile olamadım.
Ne kahve kar etti, ne sohbet bahane!
İstasyonlar, terminaller, alanlar
Gidenleri geri getiremedi.
Bir fincan kahve içmiştik oysa!
Bir sabahın erkeninde, bir akşamın gecinde,
Bir yemek üstü, bir kuşluk, bir akşamüstü…
O kadar çok hatırı ilave ettik