Daha fincandayken alacaksın kahvenin tadını, yemeğin tadını tabaktayken. Keyif budur, yaşamak budur bence.
Seni görmeyen manzaraya ne diye nazar edesin? Hayran hayran seyrettiğin ağaçlar, gümüş göze, menevişlenen dalga… Bil ki onlar da seni görüyor; bakışıyorsunuz. Bak, ömür sermayen bir yıl daha azaldı. Seyrin lezzetinden uzak kalma!
Arzu ettiğin düzeni yaşam biçimin hâline getir, fakat yormadan, yorulmadan... Düşmanını devirdikten sonra boşluğa düşenlerden olma. Karşı çıktığın bir düzen yokken bile devrimcisin sen, asıl o zaman devrimcisin.
Ye, iç, gez, sev, sevil! İnsanlığın gidişatını dert edinmenin faydası yok. Zaten, belki de, mesele yürürlükteki sistemin vahşiliği falan değil, insanoğlunun özündeki aşırılık. Her şey olacağına varır, olacağı değiştirmek mümkün olsaydı yaşanan onca aptallığı distopyalarda bile görmezdik.
Her yılbaşında geride bıraktığın yılı değerlendiriyorsun, yeni yıl için hayaller kuruyor, planlar yapıyorsun… Ne oldu, ne değişti? Hiçbir şey!
2025’te aynısı olmasın. Neden aynısı olmasın, biliyor musun? Çok üzüleceğin için değil; zaten alışkınsın, üzülmezsin. Bir değişikliğin elinden gelip gelmediğini görmeni istiyorum, işte o yüzden. Bir de şey, 2025 sayı olarak da hiç fena durmuyor, hani beşlik sisteme göre küsuratsız falan…
Bol şanslar, mutlu yıllar!