Nazım Hikmet in Hasreti
- Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekler beni
bir şehirde bir kadın. - 167 syf.·Puan vermediÇok kültürlü yaşama nasıl geçtiğini, sürgün yaşamı içerisinde öğrenmiş olduğu İsveç dili ile İsveç kültürünün içine girmesi ve bu dilde de eserler vermesi, Mehmed Uzunun pes etmediğini ve mücadelenin içine daha çok girdiğini gözler önüne seriyor.
Yaşar Kemal ve Musa Anter bölümleri oldukça önemli. Mehmed Uzunun her fırsatta, Yaşar Kemal hayranlığını dile getirmesi, beni kendisine daha çok bağlıyor.
Mehmed Uzun, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya, Yılmaz Güney ve daha niceleri... Dünyanın diğer bölgelerindeki sürgün hayatı yaşamış yazarları, şairleri... Bu düzen' in sizlere memleket hasreti çektirmesi sonrası;
- Rüzgar ne taraftan esiyor, rüzgar...
- İnsanın kendi suratına tüküresi geliyor! - Yaşamak: ümitli bir iştir, sevgilim, yaşamak: seni sevmek gibi ciddî bir iştir ( piraye )
- Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı......: - Nâzım Hikmet'in, Türkiye'den kaçtıktan sonraki yıllarında, Rus toprakları ile Moskof pençesindeki öteki yurtlarda fink atarken vatan hasreti duyması veya duyabilmesi, imkânsızdır. Çünkü o, bir komünisttir. Komünizmde «vatan» diye bir mesele, bir kavram yoktur. Varlığı kabul edilmeyen bir şeyin hasreti, nasıl duyulabilir?
Sayfa 71
